Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kadıköy Moda ve İngilizler
Kadıköy’de Moda Caddesi aksının antik dönemde de var olduğu düşünülür. Buna karşın 1700lerin haritalarında Kadıköy iki camisi olan küçücük bir köydür ve 1776 tarihli Kauffer Haritası’nda da yarımada ve çevresi, olduğu gibi bağlık olarak işlenmiştir. Haritada görülen “vignes” kelimesi, üzüm asmalarını tarif eder. Mühürdar sahilinde “kiosk” kelimesiyle bir köşk işaretlidir. Antik çağlarda Promotu olarak anılan Moda Burnu, Kauffer haritasında Dünya Burnu anlamına gelen “Monde Bournou” olarak gösterilir. 1819 tarihli haritada Mühürdar ve Küçük Moda taraflarında az da olsa yapılanma izlenmekle birlikte Moda asıl olarak, İstanbul’un Tarihi Yarımada dışında kalan birçok yeri gibi 19. Yüzyılın ikinci yarısından sonra Kadıköy içinde Levanten İngilizlerin büyük etkisiyle muazzam bir sayfiye olarak gelişme imkânı bulmuştur. Kadıköy’de Türk, Rum, Ermeni ve Yahudiler yaşıyordu. Moda’nın İstanbul kent tarihinde genel olarak 19. Yüzyılda İngilizler tarafından tercih edildiği anlaşılıyor. Deniz banyosu pek adetten olmasa da şahane kıyılarının sunduğu imkânlardan yararlanıyor, yelken yapıyorlardı. Ticaretle uğraşan ve İzmir’den gelen Levanten aileleri, 19. Yüzyılda Moda ve çevresinde yerleşirler. Yakın çevrede birçok aile bulunmakla birlikte Moda’da Withall’ler öne çıkar. 19. Yüzyıl boyunca İstanbul’da yerleşip yaşamakla kalmamış, bölgedeki koloninin diğer üyeleriyle evlenmişlerdir. İstanbul’da etkili İngiliz ailelerinin çoğu böylece birbiri ile akrabadır. Kadıköy’de 1860 yangını meşhurdur ve Tanzimat sonrası çıkarılan yeni kent düzenlemesi kanunlarına göre bu yangının ardından bölge, ızgara sistemin uygulandığı daha planlı bir görünüm almıştır. Yine de gelişme yavaştır. Birbirini dik kesen sokaklar arasında çıkan parsellerde yükselen konaklar veya sıraevlerle bir şehir dokusu oluşmaya başlasa da 1900’lerin başında Moda civarı hala çayır çimenlikti. Bakla tarlaları, Şifa’da ağaçlıklar, çitlembik ağaçları, Mühürdar’da bağlar vardı. İngilizler günümüzdeki Moda Cami’nin yerinde tenis kulübü kurmuşlardı. Moda Çayırı’nda kriket oynuyorlardı. Etkinliklerin ve kulüplerin içinde en revaçta ve havalı olanı Moda Yat Kulübü idi. Withall ailesinin öncülük ettiği bu kulüpler, Moda’da canlı bir sosyal yaşam oluşturmuştur. Aile üyelerinden Pendik kıyılarından Alemdağ ormanlarına kadar doğal çevrenin tadını çıkaran balıkçılık ve avcılık meraklıları olduğu gibi, yerel yelken yarışlarıyla yetinmeyip Moda çevresinde o zamanlar sıklıkla karşılaşabileceğiniz yatlarla, uluslararası yarışmalara da katılıyorlardı. Moda’da İngilizlerin köşk ve konaklarının yanı sıra açtıkları kilise ve okul gibi yapılar, dönemin mimari çevresini biçimler. Ayrıca kurdukları ilişkilerle sosyal çevreyi de hareketlendirmiş ve etkilemişlerdir. İngiliz çocuklarına eğitim veren İngiliz öğretmenlerin hepsi, Modalı kızlarla evlenmişler. Çocuklar büyüdüklerinde üniversite için mutlaka İngilitere’ye gönderiliyorlar, yaz aylarını İstanbul’da geçiriyorlar, mezuniyetten sonra büyük oranda İstanbul’a dönüyorlardı. İstanbul’da Moda, 19. Yüzyıl boyunca onların evi yurdu olmuştur. 1914’te İngiliz ailelerinin Türkiye’yi terk etmeleri istenince, önce kadınlar ve çocuklar gönderilmiş, 1919’da evlerine geri dönmüşlerdir. İşgal yıllarında Kadıköy ve Moda’nın, işgal kuvvetlerinin karargahı olduğu görülür. İşgal gemileri Boğaz’da demirlerken, Moda Koyu kömür ikmal mahalli olarak kullanılıyordu. O yıllarda terhis edilen İngiliz subayları bile Modalı İngiliz kızlarıyla evlenip İstanbul’a yerleşirler. Moda’nın futbol karşılaşmaları ilk defa Moda Çayırı’nda oynanıyordu. Böylece İstanbul’a futbolun ilk defa Modalı İngilizler tarafından tanıtıldığı anlaşılıyor. James LaFontaine anılarında, iki takım kuracak kadar İngiliz ve Rum genci bulamadıkları halde II. Abdülhamit devrinin zorlu koşulları nedeniyle dikkat çekmekten kaygılanıp Türk gençlerini futbol oynamaya çağıramadıklarını anlatır. Sonraki yıllarda Türkler futbolu severler, ancak tenis, kriket ve deniz sporlarına pek az ilgi gösterirler. Tarihi Yarımada’da nasıl Türkler, Levantenler, Frenkler ve gayrımüslimler bir arada fakat kompartımanlar halinde yaşıyor idiyse, Kadıköy’de de aynı yapılanmayı görürüz: İngilizler 20. Yüzyılın başlarında Moda çevresinde düzenli sokaklarla bölünmüş bahçeler içinde yükselen ikiz konutlar veya köşk konaklarda yaşıyorlar ve bölgedeki diğer gruplarla pek az karışıyorlardı. Rumlar, Ermeniler ve Yahudilere göre Türklerle daha az temas kurmuşlardır. Türk aileleriyle yabancı aileler arasında dostluk, yok denecek kadar azdı. İşgal yıllarında renkli ve coşkulu ortamlarını koruyabildikleri halde Lozan Antlaşması’ndan sonra gelen yıllar içinde yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde avantajlarını devam ettirebilecekleri ticari imkanlar son bulduğu için yavaş yavaş İstanbul’u terk etmeye başlarlar. 100 yıllık koloni saltanatı artık sona erer. Moda’daki yaşam değişir. Kurbağalıdere’ye bakan kriket sahasına Süreyya Paşa tarafından ağaç dikilir. Rıza Paşa Yokuşu’ndan Moda Caddesi’ne banka şubeleriyle birlikte yeni ticari müesseseler açılır. Moda Yat Kulübü Türklere geçer ve Moda Deniz Kulübü olur. Dere kenarında kurbağa sesleri giderek kesilir çünkü çayır ve bahçeler arasındaki köşklerin yerini yüksek binalar alır. Moda o kadar değişir ki, burada kısa bir süre önce bir İngiliz kolonisi yaşadığını sokaktan birini çevirip sorsanız, kesinlikle bilmez…
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.