Çift kanatlı kuş: Ahî Evran
Bazıları unutulur, bazıları unutturulur ama hatırlayanlar, hatırlatanlar elbet çıkar... Unutturulanları hatırlatanlar iyi ki varlar...
"Her şehrin bir sahibi var" sözüyle yola çıkan Fatif Bey, bu kitabında
Ahmed oğlu, Nasirûddin Mahmud'u yani Ahî Evran'ı anlatmış.
Eminim ki bir çok kişi Ahi Evran'ın adını duymuştur ama kim olduğunu bilmiyordur. Zira ben de kitabı okuyana kadar bilmiyordum.
*
Ahî Evran, Pîr Ahî Evrân Velî veya tam adıyla Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî-dir.
*
İnt. araştırma yaptığınızda bir çok bilgiye ulaşabilirsiniz ama benim size tavsiyem Ahî Evran'ı Fatih Bey'in güçlü kaleminden okumanız olacaktır.
"AHÎ" günümüz ve geçmiş olarak harika bir kurguyla harmanlanmış.
Önce İstanbul'a gezmek için gelen üniversite öğrencisi Ali ile birlikte, kitap kokusuna karışan çay kokusu eşliğinde, bir sahaf dükkanındaki bir minderin üzerinde Asım Abi'nin anlatımıyla dinliyoruz Ahi Evran'ı. Sonra 1295 yılına gidiyoruz. Bilecek yakınlarında bir çadırın içinde Sarı Abdal'ın anlatımıyla dinlemeye devam ediyoruz.
Canımdan vazgeçerim, davamdan vazgeçmem- diyen Ahî Evran'ın Ahilik teşkilatının kurulması ve yayılmasındaki önememini, Anadolu'ya gelen sanatkârlar ve tüccarlara sağladığı dayanışmayı, eşi Fatma bacı başta olmak üzere Bacıyan-ı Rum kadınları ile birlikte Moğol istilasına karşı verdikleri yüce mücadeleyi okuyoruz.
*
Beni etkileyen bir çok bölüm oldu ama en çok etkilendiğim bölümlerden biri de; Asıl mesleği deri işleme sanatı olan Ahi Evran'ın kuruluşuna öncülük ettiği Yabanlu Pazar'ında kendi tezgahının olmasını yadırgayanların, "Dervişin akçeyle ne işi olur? Derviş dediğin ticaret yapmaz diyorlar." sorularına verdiği cevap oldu.
"Biz pazar kurmayız, biz bir dergah kurarız. Hem gönülleri hem karınlarını doyurmaktır esas maksat. Biz mal alıp satmayız, gönül alır gönül satarız.
Bu pazar Bir gönül pazarıdır..."
Feyizli okumalar...
Bu iki kitabını da tavsiye ederim;
Dem 
Âmâ
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.