Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Devlet Aklı Meselesi Artık Sıktı
Yıllardır bir söz süre geliyor, devlet aklı farklı çalışır, daha kapsamlıdır, olayları daha geniş perspektifte görür. Doğruluk payı var, bu akla tamamen muhalif değilim. Lakin, devletin aklı, vahiy aklı değildir. Hele ki yasaları laik ve demokratik olan devletlerin aklı, ulusal menfaat, dünyevi menfaat ekseninde toplanır ve öyle süre gelir. Artık öyle emin oldum ki, bu yapılara sahip devletler, içerisinde inançlı insanların bulunduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, iç siyasete yönelik, inançlı insanların gururunu okşayan, hayallerini süsleyen yaldızlı cümleler, bunun beraberinde içi doldurulmadan yapılan cüzi eylemler ile oylarını almaktan öteye geçmiyorlar, geçmeyeceklerde. Bu satırları duygusal düşünerek yazmıyorum, birçok eylemi gördüm, analiz ettim ve nihai kararımı olarak yazıyorum. Son damla ise TBMM İsveç’in NATO’ya üyeliği hususunda meclisin oylarının pozitif sonçlanmış olması. Daha dün gibi hatırlıyorum, ülkemiz içerisinde bu eylemleri kınayan, bu eylemlere yönelik dilleriyle, kalpleriyle buğuz eden inançlı insanları. Siyasilerin açıklamalarını hatırlıyorum. Bir duruma üzülüyor, bir durumu ise çok iyi anlıyorum. Üzüldüğüm konu, kalpleriyle ve dilleriyle buğuz edenlerin bu oylamanın sonucuna devletin aklı devrede, vardır bir bildikleri deyip, suspus kalmaları, kalacak olmaları. Bir diğer anladığım husus ise vekillerde, siyasilerin birçoğu da inançlı insanların oyunu devşirmekten başka amaca hizmet etmedikleri. Son damlanın öncelerine gelecek olursak, menfaatler doğrultusunda baktığımız zaman meseleye ne Yemen’i, ne Gazze’yi hakkı ile yanında olamıyor oluşumuzdur. Dirayetli durma sözü verilen ne varsa hepsinin yutulduğunu gördükçe, devlet aklının, vahiy aklından çok uzakta olduğunu görüyorum. Tamamen siyasileri suçlayarak onlara da haksızlık edecek değilim. Ne yapıyorsak, ben, sen, o, biz, siz ve onlar bu işin içinde, bu oyların, oylamaların merkezinde. Hepimiz suç ortağıyız. Hangimiz söyleyebilir ki, şu ayetten hakkı ile korkmayan varsa “Nefsinizi temize çıkarmayın”, bu ayetten korkan Resulün söylediği bu zümrenin içinde olmadığını söyleyemez. Ne diyordu kutlu Nebi: “Öyle bir gün gelecek ki; kafirler aç kurtların leşe saldırdıkları gibi size saldıracaklar. Sahabe sorar: “Biz o gün sayıca az mı olacağız ya Resulallah? “Hayır! Aksine sayınız fazla olacak. Ama selin önündeki çer çöp gibi olacaksınız. Zira Allah heybetinizi (korkunuzu) düşmanlarınızın kalbinden çekip alacak ve sizin kalbinizde vehn yerleştirilecek.” Sahabe yine sorar: “Vehn nedir ya Resulallah?” “Dünyayı sevip, ölümü kerih görmektir. (ölüm korkusu).” Resulün hadisi çok şeyleri ortaya koymakta. Birlik ve beraberlikten kopuşumuz dolayısıyla, gücümüzün elimizden gitmesi ile düşmanlarımız bizden korkmayacak, bunun beraberinde bizde dünya sevgisi, ölüm korkusu ve ölümü uzak görme vuku buldu. Bu son olay da bunun en büyük göstergesi, İsveç hükümeti, NATO’ya girememe durumu ortaya çıkabilir ihtimali öngördükleri halde Kutsal Kitapları yakan pisliklere engel olmayarak, esasında bizden korkmadıklarını ortaya koydular. Bizlerse F16’ları alamazsak kaygısı ile NATO’ya girmelerine onay verdik. Onlar gemilerini gönderirken, ben bir Siyonist’im derken, bizim İslam iş birliği teşkilatı cihat çağrısı yapamadı… Çağrıyı kime yapacaktı ki?... Allah’ım bizleri affet, dinine hizmet edemedik. Vaadini unuttuk. Ey iman edenler, eğer siz Allah'a, Allah'ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder. Kendinize itimadınızı artırır, ordunuzu güçlendirir, devletinizi ayakta tutar, itibarınızı yüceltir. Sizi kararlı, sabırlı ve azimli hale getirir. (Muhammed Suresi 7.Ayet)
··
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.