Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İsrâ ve Mi'rac Mucizeleri
Tek bir cümle ve ifadeyle itikadi bir hükme bağlanamayacak kadar tafsilatlı ve çok vecihli bir mesele olan İsrâ ve Mirac hadisesi ile alakalı Ehl-i sünnetin nihai görüşü olarak şöyle söylenebilir, İsra hadisesi ayetle sabit bir olaydır ve icma ile Mescid-i Haram'dan Kudüs'e, Mescid-i Aksa'ya olan intikali ifade eder, dolayısıyla inkârı küfürdür. Mi'rac hadisesi ise mütevatirliğinde icma olmamasına nazaran mütevatire yakın/meşhur bir aktarımla bize ulaştığında ittifak olduğu için inkârının fasıklık olduğu ve kişiyi ehl-i bidat kılacağı beyan edilmiştir. Mi'rac hadisesi ile ilgili bir diğer hususiyet bu intikalin ruh ve beden birlikte gerçekleştiğinde mutabakatın olduğudur. Dolayısıyla Ehl-i sünnet âlimlerinin kahir ekseriyetince Mirac hadisesi uykuda/rüyada değil uyanık bir halde yaşanmıştır. Zaten İsrâ ve Mi'rac hadisesini genel kabulün dışında bir manaya hamletmek ve bu görüşe İslam tarihi içerisinden sahih bir referans bulmak da mümkün görünmemektedir. Öte yandan Mi'rac günü ru'yetin gerçekleşip gerçekleşmediği meselesinde tercihin itikadî bir probleme dönüştüğü söylenemez. Lakin Ehl-i tasavvuf ağırlıklı âlimlerin dışında kahir ekseriyet Mi'rac gecesi ru'yetin gerçekleşmediğinde ittifak etmişlerdir. Nakli ve akli delillerin götürdüğü ağırlıklı istikamet de bu yöndedir. İslam tarihinin hiçbir döneminde topyekûn bir inkâra muhatap olmayan bu hadiseler XVIII. yy. sonrası âlimlerinin(!) bir kısmı tarafından ne yazık ki inkâr edilir vaziyete getirilmiştir. İş bu yazıda ortaya konulduğu üzere bu hadisenin inkâr edilmesi naklen ve aklen mümkün olmamakla beraber itikadi bir mesuliyeti taşıması açısından Ehl-i sünnet nezdinde inkâr da edilemez.
Sayfa 115 - Kayıhan YayınlarıKitabı okudu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.