Ah martin Eden! Bu zamana kadar buraya yazmamıştım ancak bu kitap hakkında yazmak için derin bir arzuyla teşvik etti beni jack london. Kendi halinde, alt sınıftan, denizlere açılarak geçimini sağlayan toy bir gencin üst sınıftan burjuva genç bir kıza duyduğu aşk ve bu aşkın ateşiyle kendini keşfedip varoluşuna anlam katarak kendini geliştirmesi ele alınıyor. Tabi bu gelişim acı dolu ve bir o kadar da ıstıraplı ancak fiziksel ve psikolojik gücü ve bir gün ünlü bir yazar olup başarma, aşkına kavuşma arzusu galip gelir. Ünlü bir yazar olup servet sahibi olurken bir şeyler yolunda gitmemeye başlar; aşık olduğu kızın aslında o değil ona anlam verdiği değer ve ruh oluşu, ünlü olduğunda mutlu olacağını düşünürken mutsuzluk ve benliğinin parçalanışı ona daha çok acı verecektir. Bu acılar onu daha anlamlı bir şey olduğunu düşündüğü hayata sonra verme arzusuyla kamçılanacaktır. Çünkü ne para ne aşk ne de kendisi, şöhreti onun için bir anlam ifade etmeyecektir artık. Kendi yorumuma ve hissetiklerime gelirsem soluksuz okuyup hemen eve gidip elime alayım diyerek heveslendiğim bir kitaptı. Vahşetin çağrısı, ademden önce, beyaz diş okuduğum diğer kitaplarıydı ve her kitabı o kadar sürükleyici ki kesinlikle insan hayatında 1 kere bile olsa jack london okumalı ve okumanın o müthiş hazzını yaşamalı. Kitabın ayrıca yarı otobiyografik oluşu yazar ile roman karakterinin benzelikleri ile kuracağımız bağ adeta bir bulmaca çözme ve yazar hakkında ipucu arama edasında ayrı bir lezzet verdi. Okurken kah üzüldüm kah takdir ettim ve çoğu zamanda ona empati duyarak yaşadığı farkındalıklara hayranlık duydum. Betimlemeleri, biçeminin anlaşılırlığı nefisti. E daha ne diyeyim okuyun okutturun arkadaşlar!!!!!!!!!!!!

Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,8bin okunma

·

32 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Merve