Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

772 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Herkese selam, sana hasret...
Nazım… Aşkın, acının, direnişin, yılmayışın, bitmek tükenmek bilmeyen hasretin mavi gözlü şiir adamı… Ona öyle aşık oldum ki okudukça gerçekten benim Nazım’ım olsaydı dedim. Her mektubu ayrı dokundu yüreğime, her mektubu ayrı bir aşka düşürdü. İnsan okuyor içinde okuma azmi olunca ama okuduğundan anladıkları zamanla değişiyor, bunu bir kez daha anladım. Bu mektupları üçüncü kez okudum. İlk okuduğumda on yedi yaşımdaydım ve sadece Nazım ve aşkı vardı mektuplarda. Piraye’yi hiç merak bile etmemiştim. İkinci okuduğumda otuz iki yaşımdaydım ve artık sadece mektuplara damlayan aşkı değil Piraye’nin acısını da görebiliyordum. Çok kızgındım Nazım’a Piraye’sini aldatmasını sindiremiyordum. Ben de Piraye gibi düşünüyordum “Bir yürekte iki sevda olamaz.” Çünkü aldatılmışlığı biliyordum artık. Algılarım artık mektuplarda başka duyguları da seçebiliyordu. Canımın acısıyla da okuyordum artık. Ve son okumam Nazım’ın deyişiyle: “Ne güzel şey hatırlamak seni ; Ölüm ve zafer haberleri içinden Hapiste ve yaşım kırkı geçmişken.” Bu bakışım ona son bakışım olabilir ama Nazım’ın o mektuplarının sahibi olmayı çok istedim. İlmek ilmek dokuduğu kumaşları giymeyi, emek zahmet yaptığı sandıkta biriktirmeyi ona dair her şeyi ve onu ölene dek yüreğimde saklamayı. Öyle yaşamış ki ve öylesine değil. Kavgası sadece kendi değil ülkesi, insanları, aşkı, aşkının sevdikleri. Mehmet’e yani Piraye’nin eski eşinden olan oğluna” o benim oğlum” deyişi, biyolojik babası olmasa da o müthiş sahiplenişi…Senle biz hiç olmasak da o benim oğlum deyip uzun uzun sahiplenişini okumak sayfalarca. Piraye’den mektup bekleyişi günlerce, yalvarır gibi “yaz bana” deyişi neredeyse her mektupta. Piraye’den gelen her mektubu defalarca okuyuşu… Ve Piraye’nin sırf mektup yazmayı sevmediği için pek az mektubuna dönüşü… Piraye’nin de kalemi oldukça iyi. Muntazam cümleleri var. Hatta Nazım şiirsel bir dille yazmak veya ortak şiir yazmak istiyor. Ama Piraye kabul etmiyor. Piraye’ye öyle güzel hitaplarla yazıyor ki ona aşık olmamak elde değil. Sonu iyi bitmese bile değerdi bu aşkı yaşamaya dedim defalarca. Nazım’a kızgın değildim artık bu seferki okuduğumda onu anladı bir tarafım bir tarafım hâlâ kızsa da. Çünkü biliyorum artık insanın sevgisinin de yorulduğunu. İnsan sevmek istiyor ama sevilmeyi layığıyla daha çok istiyor. Bırakmak güvendiğin bir aşka kendini huzurla sevmek; korkusuz, kaygısız, sevildiğinden emin, kırmaya kıyamacak kadar sarılıp sarmalanmak, hesapsızca sevilmek… Galiba bunu ne yıllarca beklediği yolda yarım bırakıp gittiği arkasında sayfalarca kitap, sandıklar dolusu mektuplar bıraktığı Piraye’de ne Münevver’de ne de daha öncekilerde. Gerçek anlamda ve kendisi olarak Vera’da buldu. İnsanın içi acıyor paramparça eden yakan bir acı bunu kabul etmek. Ama ya artık gidecek yeri kalmamıştı: “Çok yorgunum Beni bekleme kaptan Seyir defterini başkası yazsın…” diyerek son limanıydı Vera ya da gerçekten onda bulmuştu gerçek aşkı… En çok Piraye’m, canımın içi, karıcığım, sevgilim dediği kadınını sevdi “Piraye seni inkâr etmek kendimi inkâr etmek demektir.” diyerek. Hatta dünyaca tanınan bir şair olmayı en çok Piraye’yi tanısın dünya diye istiyor. Kol saatinin kordonuna daha önce Piraye’sini kazımış olsa da öldüğünde taşıdığı saatin kordonunda Vera yazıyordu… Çok şey var bu mektuplar üzerine yazılacak, çok şey var ağlanacak bu mektuplarda. Ama en çok tekrar tekrar aşık olunası bir Nazım vardı. Ben senin Piraye’n olamadım ama sen benim Nazım’ım oldun Nazım, sana sayfalarca mektup yazmayı zarftan senin deyişinle “hapishane duvarı gibi boş sayfa” olmayan mektuplar yazmayı çok isterdim. Nakış nakış yazardım sevgimi de sitemimi de. Mektuplarında çok satır var altı tekrar tekrar çizilesi, bazı satırlarıysa yüreğe kazınası…Onlardan bazılarını paylaşacağım sizlerle. Yolu aşktan geçenlerin yüreğiyle okumasını istediğim mektuplardır. Yüreğinizle okuyun. Aşkın hakkını verenlerden olmanız dileğiyle… “Seni hiçbir zaman sevmediğim gibi seviyorum. Varım yo­ğum her şeyimsin. Biraz daha sabırlı ol, seni geberesiye, yaşayasıya, ölçüye gelmez bir ölçüde seven bir insanın olduğunu aklın­dan çıkarma. Güzel günler göreceğiz, sevgilim. Hasretle…” (s.610) “Ben yaşadıkça, hangi şekilde olursa olsun, sen benimlesin : İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti…” (s.768) “…Piraye'm bütün dünyada ta­nınmış ve bütün dünyanın en büyük şairini yaratabilmiş olsun diye. Kendimin değil, senin eserin olan Nâzım Hikmet'in en bü­yük, en tanınmış olmasını isterdim.”(s.578) “Seni tahmin edemeyeceğin gibi, kadar, özledim. Hani bir söz vardır : Ölmeden bir kere yüzünü görsem yeter, derler, işte öyle.” (s.193)
Piraye'ye Mektuplar
Piraye'ye MektuplarNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20174,937 okunma
·
151 görüntüleme
Piraye okurunun profil resmi
Bu mektupları okurken beni rahatsız eden tek şey mektupların tarih sırasına göre olmayışıydı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.