Yörüklük zor imiş İnsanlığa dert imiş Sen onlara kalbin açar iken Onlar hançer saplar imiş... Herkes sığdı da koca Çukurova'ya bir yörükleri sığdıramadılar. Halbuki kendi toprakları bile değildi, Allah'ın dağı, taşı, ovası, yüzyıllardır barınan insanların Türkmenlerin yörüklerin ovası, bir anda düşman kesildi hepsine. Yok edildi, haraç istendi. Namuslarına göz dikildi, kesildi, biçildi. Neler neler edildi de yine de vazgeçmedi konmaktan, yurdundan, toprağından. İnsanlık nasılda aynıymış her dönemde. Bir toprak parçası uğruna hiç yere onlarca dökülen kanlar, yitip giden canlar... Neden paylaşamaz ki insanlar koca dünyayı? Halbuki herkese yetecek kadar yer yok mu ki savaşlar, kavgalar bitmez. Bitmediği gibi günden güne yıldan yıla boyutu da artar da vahşetin önüne geçilmez olur. Nedir bitmek bilmeyen bu öfke? Nedir insanlıktan çıkmamıza neden olan bu mal mülk hırsı? Okudum, okudum da bir türlü anlayamadım, anlamak istemedim belki de. Olan masum iki insana, iki insanın aşkına oldu. İnsanların yaylalari bırakıp yerleşik hayata geçişi ile birlikte yörüklerin yaşamak için verdikleri mücadelelerini, gelenek ve göreneklerini yaşatma çabalarını, dünyanın değiştiğini anlamaları( bu cok uzun sürdü çünkü öyle bağlılar inandıklarına, sanıyorlar ki herkes aynıdır kimse değişmemiştir) sürecinde yaşadıklarını anlatan şahane bir eser ile karşı karşıyayız. Var olma savaşını bizlere iliklerimize kadar hissettiren bir eserdi. İnsanların nankörlükleri, bencillikleri, korkuları, savaşları, aşkları... belki de bütün bunlar yok etti birbirlerini. Özellikle olayları tek bir kişinin gözünden anlatmak yerine romandaki birçok kişinin gözünden anlatılması ve duyguların, yaşanılanların o kişilerin kendi ağzıyla aktarılması sıkmadan bir solukta okumamıza yardımcı oluyordu. Duygu geçişleri, olay akışı ve başladığı gibi yine aynı geceyle ve sözlerle son bulması ise harikaydı. Yine bir Yaşar Kemal klasiği diyorum ve sizleri eserle baş başa bırakıyorum sevgili dostlar. Her daim umutla ve kitapla kalın.

Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20205bin okunma

·

55 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülşah Karaaslan