Varoluşçular kahvesi -Sarah BakewellSarah Bakewell'den okuduğum ikinci kitap oldu; "varoluşçular kahvesi", Sarah Bakewell entelektüel yönü kuvvetli bir yazar, kendisi felsefe eğitimi almış . Konuya hakim yazar . Kitaba ilk olarak sartre ve uzatmalı sevgilisi Simone de beauvoir ile başlıyor. İlk önce sartre'nin bir cafe de Raymond Aron ile arasında geçen bir " kayısı kokteyli" muhabbeti ile felsefe aşkı başlıyor . Bulduğu ilk kitap olan Edmund husserl'in kitabını okuyan sartre varoluş mecerası devam ediyor sonra Almanya'ya gidiyor falan filan.kitap bu kısım dan sonra fenomeloji ve varoluşçu filozofları anlatıyor bunlarıiın birbiri ile bağlantıları anlatıyor. Edmund husserl, Martin Heidegger, Albert camus , Karl jappers ve maurice merleu -poty ile devam ediyor. Kısaca Sartre'nin varoluşculuğu temelinde özgürlük yatıyor. Ne kerametse bu eşcinseller ve feministler için dayanak olmuş.varoluşçuluğun temelini kierkegaard ve Nietzsche'nin fikirleri oluşturuyor. Beni bu varoluşçu filozoflar içinde en Albert camus etkiliyor . Simone de beauvoir özellikle ikinci cins kitabı feministler için çok önemli bir kaynak olmuştur Simone sartre'den çok etkilenmiş .bir nevi biyografi kitabı havası var kitapta, bir süreç olarak anlatılsa da ben yazarın kitabın sonlarına doğru konuyu çok karıştırmış olduğunu düşünüyorum kısacası biraz kafa ütülüyor kitap kitabın ilginç bir yanı da üçte biri kaynakça zoraki kalınlaştırılmış kitap çok işime yaramasada fenomenoloji ve varoluşçıları çok merak etmesemde severek okudum özellikle sartre'nin fanon'a hayran olması Heidegger'in Nazi sempatisi ilginç geldi. Entelektüel yönü kuvvetli bir kitap tavsiye ederim kesinlikle..