Gönderi

“Tutsak imparator sultanın katında "Sana, barış konusunda, halifenin elçisini gönderdiğim halde, sen bunu niçin reddettin? Sana, düşmanlarımın (Erbasgan ve ailesi) bize teslimi için emir Afşin ile haber gönderdiğim halde, bundan niçin kaçındın? Daha önce, anlaştığımız halde, bunu bozup, benimle savaşmak suretiyle, bana neden zulmettin?Savaştan vazgeçip memleketine dönmen hususunda, sana, daha dün haber gönderip teklifte bulunmama, 'Buraya gelebilmek ve amacıma ulaşmak için pek çok para sarfettim ve dolayısıyla çok asker topladım. İslâm ülkelerini, kendi ülkeme katmadan nasıl geri dönebilirim ve ülkeme karşı girişilen bu istilâların sonuçlarını nasıl mazur görebilirim' diye cevap verdin?". Bunun üzerine imparator : "Ey sultan, ülkeni almak amacıyla para sarfedip çeşitli milletlerden asker topladım, buna rağmen zaferi sen kazandın. Ülkem böyle perişan, ben de tutsak olarak senin huzurundayım. Bu durumda beni lütfen azarlama ve bana sert sözler söyleme, ama istediğini yap." deyince sultan ona: "Eğer zaferi sen kazansaydın ve beni böyle tutsak alsaydın ne yapardın?" diye sorunca imparator: "Fena şeyler" diye karşılık verdi. Bunun üzerine sultan: "Gerçekten doğru söyledin, eğer bunun aksini söyleseydin, o zaman yalan söylemiş olurdun". Daha sonra sultan huzurundakilere: "Bu akıllı ve babayiğit bir adamdır, bu bakımdan onun öldürülmesi doğru değildir" dedikten sonra imparatora: "Şimdi sana ne yapacağımı sanıyorsun?" diye sorunca imparator "Bana şu üç şeyden birini yapabilirsin! Birincisi, öldürmek, ikincisi, ele geçirmek istediğim ülkende beni halka ibret olsun diye, teşhir etmek, üçüncüsü ise yapmayacağın bir şey olduğu için söylenmesi gerekmez" dedi. Sultan: "Bu nedir?" diye sorunca imparator: "Affetmek, takdir ettiğin para ve armağanlar ile iyi niyetimin kabulü ve Bizans ülkesinde senin bir kumandanın ve bir naibin olarak beni memleketime geri göndermendir. Eğer beni öldürtürsen bu, sana bir fayda sağlamaz, çünkü başka birisini benim yerime imparator yaparlar" dedi. Onun bu sözlerine karşılık sultan: "Seni affetmek niyetindeyim. ancak sen, ümitsizliği giderilmiş ve hakkındaki kararımı öğrenmiş bir kimse olarak, seni serbest bırakacak para, yani kurtuluş akçası'nın miktarını söyle" dedi. İmparator: "Sultan, istediği miktarı söylemelidir” dedi. Sultan'ın "10 milyon altın" demesi üzerine imparator: "Benim bayatımı bağışladığın için Bizans ülkesine sahip olmak senin hakkındır. Tahta çıktığımdan beri ordu hazırlayıp savaş yapmak amacıyla Bizans'ın mal ve paralarım tükettim, bu sebeple halk yoksullaştı. Eğer durum böyle olmasaydı istediğinden çok daha fazlasını verirdim" dedi. Böylece Alparslan ile Romanos Diogenes arasında yapılan müzakereler sonunda, bir barış antlaşması yapıldı.”
·
1 plus 1
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.