Gönderi

180 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 hours
10. yüzyılda türk coğrafyasında bir arap elçisi ve onun gözünden türkler
okumuş olduğum seyahatname 10. yüzyılın ilk yarısında abbasi halifesi muktedir tarafından itil bulgarlarına elçi olarak gönderilen ibn fadlanın yolculuğu sırasında gördüğü türk kabilelerinin gündelik yaşayışları, dinleri, adetleri, hukukları, devlet yönetimleri... hakkında edindiği bilgilerin, yaptığı gözlemlerin kaleme alınmış halidir. ibn fadlan seyahatnamesine yolculuğu sırasında kendisine eşlik eden, güzergahları üzerinde yer alan türklerle olan konuşmalarını da yazmıştır. ibn fadlanın kaleme aldığı bu türk kabileleri ibn fadlanın yol güzergahı üzerinde yaşayan türk kabileleridir. ibn fadlanın türk ülkesine gitmesine ve haliyle bu seyahatnameyi yazmasına vesile olan olay ise şudur; 10. yüzyılda günümüzdeki kazan şehrinin güneyinde bulunan volga (itil) bulgarlarının hükümdarı olan ilteper almış müslümanlığı kabul eder. bu sırada volga bulgarları yahudi hazar türklerine haraç vermektedirler ve volga bulgarları hazar türklerinin baskısı altındadırlar. ilteper almış bu hazar baskısına karşı abbasi halifesinin desteğini sağlamak ister ve bu amaçla 920/21de abbasi halifesi muktedire bir elçilik heyeti gönderir. ilteper almış halifeden islam dinini öğretecek din adamları, kendisinin bağımsızlığını gösteren saltanat alametleri ve hazarlara karşı yapılacak bir kale için harcanacak para ister. kendisine ulaşan elçilik heyetinin bu isteklerini dinleyen abbasi halifesi bu istekleri yerine getirmek amacıyla volga bulgarları hükümdarı ilteper almışa bir heyet gönderir. işte bu gönderilen heyetin içinde ibn fadlan da vardır. içinde ibn fadlanın da yer aldığı bu heyet 921de bağdattan yola çıkar ve horasan yolu üzerinden kirmanşah, hamedan, save, rey, dameğan, nisabur, serahs, mevr, amul, firebr, beykend şehirlerine uğrar ve sonra buharaya ulaşır. heyet buradan da harezme geçer. heyet buradan da cürcana geçer. artık heyetin bulunduğu yerler hemen hemen tamamen türklerin (oğuzların, bulgarların, peçeneklerin) yaşadığı yerlerdir. bunun yanında ibn fadlan volga bulgarlarının ikamet ettiği yerde yaşayan normanları/vikingleri de görür. #231220926 #231220631 #231220353 #231220148 ancak ibn fadlan normanları/vikingleri ruslar ile karıştırır ve seyahatnamesinde bu kişileri rus olarak kabul edip öyle anlatır. ibn fadlan bu bölgede bulunduğu sırada bir rus (norman/viking) cenaze törenine de katılır. ibn fadlan gemi üzerindeki bir tahta yerleştirilen bu rusun (norman/viking) bedeninin ve onunla birlikte cariyesinin öldürülüp yakılması törenini ve bu tören sırasında gerçekleşenleri de okuyucunun gözünde çok net bir şekilde canlandıracak şekilde açık ve detaylı olarak anlatır. (vikingler dizisinden bir sahne gibi. belki de vikingler dizisi senaristleri de bu metinden yararlandı.) yine bu sırada ibn fadlanın da içinde olduğu heyet volga bulgarları hükümdarı ilteper almışa halifenin gönderdiği hediyeleri de takdim eder. hediyeler arasında ilteper almışın hazarlara karşı savunma amaçlı yapmak istediği kale için halifeden istediği para çıkmayınca ilteper almış, ibn fadlana; ''vallahi ben bu kadar uzak yerde olmama rağmen, benden halifeye sevmediği bir şey ulaşır da aleyhimde beddua eder, bu kadar uzaklığa rağmen, beni mahveder diye korkuyorum. siz ise onun ekmeğini yiyor, elbisesini giyiyor, onu her gün görüyorsunuz. bununla beraber, sizi bizim gibi zayıf bir kavme yardım için gönderdiği kısa bir müddet içinde ona ihanet ediyorsunuz! sözünde samimi olduğuna inandığım bir kimse gelmedikçe dini konularda söylediklerini kabul etmem. böyle bir kimse gelirse söylediklerini kabul ederim” der. ibn fadlan ise bu sözlere karşılık ilteper almışa söyleyecek cevap bulamadıklarını ve yanından ayrıldıklarını söyler. (söz konusu parayı halifenin gönderip göndermediği, göndermişse de bu parayı heyetin yolculuk sırasında harcayıp harcamadığı konusu net değil. ibn fadlan seyahatnamesinde sadece gidişini anlatıp yolculuk dönüşünü anlatmadığı için de bu konu askıda kalıyor.) bu konu hakkında başka bir zaman ibn fadlan volga hükümdarı ilteper almışa “ülken geniş, malın çok, vergilerin fazla. niçin, halifeden bir kale yapmak için önemsiz miktarda para istedin?” diye sorunca, ilteper almış ibn fadlana “islam sultanlarının (halifelerin) devletlerinin parlak, mallarının helalinden elde edildiğini gördüm. işte bu sebepten para istedim. eğer kendi mallarımla gümüşten veya altından bir kale yapmak istesem yaparım. halifenin parasından uğur gelmesini beklediğim için bahsedilen parayı istedim” cevabını verir. kendi adını abbasi halifesinin adı yapacak, müslüman olmayan babasına kafir deyip onu reddedecek denli müslümanlığı benimseyen ilteper almışın hükmettiği türk kabileleri arasında hala şamanizm inancına mensup kişi ve kabileler vardır. ibn fadlan bu kişi ve kabilelerden (muhtemelen inancının etkisinde kalmasından sebep) kötü olarak bahseder. #231158086 #231157756 oysa cengiz yasalarını benimseyen şamanist türklerde (oğuzlarda, cücenlerde, moğollarda) su tabudur ve suyu kirletmemek gerekir. vücudu, elbiseleri suda yıkamak yasaktır. onlara göre suda yıkanma kötü ruhları harekete geçirir, şimşeklerin, yıldırımların boşanmasına sebep olurdu. suyun yere dökülmesi suçtur. cengiz yasasında yıkanma yasaktır. ancak bunun yanında ibn fadlan türklerin asker millet olduğundan, savaşçı bir kavim olduğundan, çok iyi ok atıcıları olduğundan, devlete-hükümdara saygılı olduklarından bahsetmekten de geri kalmaz. #231219115 #231223835 #231224120 bunun yanında ibn fadlan yolculuğu sırasında gördüğü türk kabileleri arasında kadınların özgürce yaşadıklarına da şahit olur ve seyahatnamesinde bu konudan da bahseder. #231219297 #231224245 #231158086 bunun yanında ibn fadlan anaerkil yönetimin olduğu karluklarda kadının davranışlarını görünce de şaşırır ve bu konuyu seyahatnamesinde şu şekilde kaleme alır; ''karlukların duvarlarında eski hükümdarlarının resimleri olan bir mabedleri vardır. bu mabed ateşte yanmayan bir ağaçtan yapılmıştır. bu ağaç onların ülkesinde çoktur. aralarında zulüm, işkence yaygındır. birbirlerini yağmalarlar. zina onlar arasında açıkça yapılır, mahzurlu görülmez. onlar kumarbazdırlar. bir kişi diğerinin karısını, kızını, oğlunu, anasını ütebilir. eğer kumar meclisi dağılmamışsa ütülen fidye verip kendini kurtarabilir. üten meclisten ayrılırsa üttüğü onundur. onu tüccarlara istediği gibi satar. kadınları güzel, fakat ahlaksızdırlar. onlar az kıskançtır. ülkelerine kafileler gelince kadın, kızı, kız kardeşi veya başka biri kafile reisine veya diğerlerine gelir yüzlerine bakar. bir adamı beğenirse onu evine götürür, evinde ağırlar. kocası, çocukları, kardeşleri de adama hizmet ederler. yabancı adam evde kaldıkça kocası karısına yaklaşamaz. ancak, bir hizmet varsa onu yapar. sonra kadın ile adam yiyip içmeye dalar. kocası adama karşı kıskanmaz, onun yaptığını kötü görmez.'' ibn fadlan seyahatnamesinde türklerin gündelik yaşayışlarına, şamanist inançlarına sık sık değinir. (tabii bazen inandığı islam inancından hareketle bu konular hakkında taraflı bakış açısı ile değinir.) bence üzerinde durup düşünülmesi gereken bir husus da şudur; ibn fadlan ve heyetine müslümanlığı kabul etmiş volga hükümdarı tarafından kendilerine yolda eşlik etmesi, onların güvenliğini sağlaması, onlara rehberlik etmesi için gönderilen bir türk grubu vardır. soğuk bir havada yolculuk ettikleri sırada bu türk grubunda bir ara iki türk kendi arasında türkçe konuşur ve daha sonra bu iki türkten birisi ibn fadlana arapça “yanımdaki bu türk sana ‘rabbimiz bizden ne istiyor! soğuktan bizi öldürecek. ne istediğini bilsek onu kendisine takdim ederdik,’ diyor.” der. ibn fadlan da ‘ona söyle, allah sizden ‘la ilahe illallah (allahtan başka ilah yoktur)’ demenizi istiyor” diye cevap verince bunu duyan türk güler ve “bilsek yerine getirirdik” şeklinde cevap verir. bu şu anlamda bence önemli, islamiyeti kabul edip adını müslüman adı yapacak, kafir babasını reddedecek denli müslüman olan bir türk hükümdarı hala müslüman olmayan kişilerin kendi buyruğu altında çalışmasına izin veriyor. (muhtemelen bu kişiler savaşçı ve o coğrafyayı bilen kişiler olmasından sebep, yani liyakate öncelik..) şamanist inançlardan bahseden ibn fadlan bazen şahit olduğu olaylardan da çekinmiştir. #231218505 bu anlatılan kitabın yazarı ramazan şeşenin de dediği gibi muhtemelen o bölgede o dönemde gökyüzünde oluşan kuzey ışıklarıdır. pek de uzun sayılmayacak seyahatnamesinde ibn fadlan bazı şahit olduğu olayları abartılı şekilde anlatır. (bunu çoğu seyahatname yazarı farklı nedenlerden yapar. güya kendisinin ne zorlukların üstesinden geldiğini göstermek için, cesur olduğunu göstermek için, seyahatnameyi sunduğu hükümdarın gözünde yükselmek için, kaleme aldığı seyahatnamenin daha fazla kişi tarafından okunmasını istediği için vb. nedenler...) bunun yanında ibn fadlan bazı gezip görmediği türk bölgelerini de kendisi gezip görmüş gibi anlatır. ve bu anlatımında da o bölgede yaşayan türklerden kötü, pis olarak bahseder. bu muhtemelen ibn fadlanın o bölgede yaşayan müslüman olmayan türklere taraflı bakış açısından kaynaklanıyordur ya da ibn fadlana bu bölgede yaşayan şamanist türkleri kötü, pis olarak anlatan müslüman türklerin anlatımından da etkilenmiş olabilir ibn fadlan... seyahatnameler/hatıralar tarih biliminde haklı nedenlerden sebep birinci kaynak sayılmaz. ancak seyahatnameler/hatıralar dönemin arşiv belgeleri ışığında ikili okumalar yapılarak ikinci kaynak grubuna dahil olur. ibn fadlanın kaleme aldığı seyahatnamede de bu hususun gözden kaçırılmamasının önemli olduğunu düşünüyorum. bu hususta okumalar yapmak isteyenler için; #229299920 10. yüzyılda türk coğrafyalarında yaptığı seyahat sırasında bu coğrafyalarda gördüğü türkler hakkında (bence) farklı, ilginç bilgiler veren ibn fadlanın yazmış olduğu bu seyahatnamenin okunmasının biz türkler, çoğunluğu islam inancına mensup türkler tarafından okunmasının yararlı olacağını, bizlere okurken/okuduktan sonra farklı ve yeni şeyler düşündüreceğini düşünüyorum. bu inceleme/tanıtım yazısını da bu konuya görece dikkat çekmek için yazdım. ek; olur da kitabı okumak isteyen/ler olursa diye kitabın pdfsi; dosya.co/ne0ttg5wgn3h/Ra... ek-2; kitapta ibn fadlanın seyahatnamesinden sonra, ibn el-fakih el- hamedaninin kitabü ahbar el-büldan adlı eserinde türkler ile ilgili kısım, sonrasında ebu dülef misar bin mühelhilin türk, hind, çin ülkelerinden bahseden birinci risalesinin türklerle ilgili kısım, kitabın en sonunda ise 1140 yılı civarında yaşayan şerefezzaman el mervezinin tabayi el-hayavan adlı eserinin türklerden bahseden dokuzuncu kısmı da bulunmaktadır. (bu bölümlerden hiç bahsetmedim ki kitabı okumak isteyenin kitabı okuma konusundaki isteği, merakı artsın.) (= ek-3; pdfsini paylaştığım kitapta pdfdeki sayfa sayısına göre sayfa 69dan sonra dipnotlar başlıyor. okuma yaparken sürekli bir metne bir dipnota dönülüp okumanın bölünmemesi, okumanın verimsizleşmemesi için kitabı pdfden okuyacak kişi pdfyi hem adobe readerdan hem de google üzerinden açıp bu iki farklı pdfden birisini dipnotların başladığı kısma getirip diğer açtığı pdf sayfasından okuma yaparsa daha verimli olur diye düşünüyorum. sözgelimi pdfde sayfa 22deki bir dipnot için sayfa 89a gitmek yerine açılan diğer pdfden direkt dipnota bakmak okuyucuya hem zaman kazandırır hem okumasını bölmez hem de okuduğunu anlamlandırması konusunda daha bir yardımcı olur. (yani bence bu böyle olur.) ek-4; kitabın filmi de var; beyazperde.com/filmler/film-20357 kitabın okuyucusuna, okuyucularına şimdiden iyi okumalar dilerim..
İbn Fadlan Seyahatnamesi
İbn Fadlan SeyahatnamesiRamazan Şeşen · Yeditepe Yayınevi · 2015613 okunma
··
521 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.