Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

BASİTE ALMANIN TAHRİBATÇI GÜCÜ-İyi Okumalar
Bizim kendimize göre alan açma girişimlerimiz, üzerimizdeki gücün etkisine göre değişkenlik gösterir.Ses tonlarımızın yükselmesi ve ya düşmesi beraberinde kişiliğimizi de oluşturan davranışsal bir uyumluluktur.Yani Cesaretimiz 1- Ya bildiklerimizin öz güveninden gelir 2- Ya da bilmediklerimizin bireysel menfaat doğrultusunda kendimize göre uyarlama rahatlığından gelir. Ben daha çok ikinci şık üzerinde duracağım. Halbu ki kişisel olarak bir hiç olduğumuzu düşünebilirsek ve bu hiçlikten bize saygınlık kazandıran ilkeleri hatırlayabilirsek bazı hataları yapmayız. Çünkü kişisel hırslarımıza mahkum olma durumumuz var olan hudutları-ilkeleri çiğnememize neden oluyor. Farzedelim ki; bu kişisel hırs olan duygu hastalığına yakalandık .Sonrasında ne mi gelir? Buna birkaç örnek verelim. (Bu arada kişisel hırs haddini bilmemektir.) İlk olarak kişilikte davranış bozukluğu başlar. Başta eksiklik olarak görülen davranış biçimi daha sonra hataya dönüşür ve kişisel kirlenme de aynı zamanda başlamış olur. Daha sonra basit zannedilen fakat özünde çok büyük tahribatlar yaratacak yalanlar söylenmeye başlanır.İlk başta utangaç olan kişilik yavaş yavaş kurnazca bir tecrübe kazanarak potansiyel bir tehlikeye dönüşür. Çünkü sürekli ego tetiklemesi olur.Bu tetikçilik kibir ile ortaklık kurar ve beraberinde hadsizliği yaratır yani ilkesizliği. Peki ilkesizlik ne ye sebebiyet verir. O da tüm değerlere karşı istismara ve hırsızlığa dönüşecek davranış varyantlarını yaratır. Birey yavaş yavaş bozulurken farkında olmadan kirlilik oranını yani çevresel etkisini genişletmeye başlar. Buna bir nevi virüs benzetmesi de yapabilirz. Çünkü kendisi gibi zayıf bireylere ulaşarak etki alanını genişletme ve gücünü de daha çok artırmaya çalışır. Kişilik bozukluğu kirlilik derecesini yükselttikçe, bozukluk yavaş yavaş topluma mal olmaya başlanır. Çünkü ilk başta dediğimiz gibi bu pervasızca davranma biçimi,davranışları kendisine göre uyarlama rahatlığından aldığı için,her şeyi kendi güç hakimiyetine göre şekillendirir. Özünde bir tek kişi olarak görünen bu tarz bozukluklar, aslında toplumun bir parçasına dönüşür. Ondan sonrasında ise; emek hırsızlığıı,örfi,dini ve ya ideolojik istismarlığı,her türlü saygısızlığı,sevgisizliği,ilkesizliği, ben merkeziyetçi bir kafa yapısını ve daha sayacağımız bir sürü kavramsal tahribatlar yaratmış olur. Bu ciddi hastalık karşısında yapmamız gereken şey ise; Her alanda bilgimizin öz güveniyle güçlü bir şekilde cevap olmaktır. Çünkü kişilik bozukluğu cesaretini en çok sessiz kalınan ortamlardan alır. Bu tarz kişilikler; kendi davranış bozukluğunu kurnazca çokluğun-çoğulun içerisinde kaybettirip, kendisini bütün bu toplumsal ahlaki çöküşlerde bir mağdur olarak gösterebilir. Kessinlikle basite alınacak bir durum değildir. Yoksa bu kişisel kirlilik, toplumsal kirliliğe dönüşerek aynı zamanda toplumsal çöküşe de sebep olacaktır. RÊZDAN ERKAN
··
1 artı 1'leme
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.