Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah, mı? Şeyh mi?
İnanç ve inanmak her insanoğlunun yaratılış kodlarında var olan birşey. İstisnasız her insan inanır çünkü inkâr üzere değil, inanmak ve teslim olmak üzere yaratılmıştır her insan.. İnanmak fıtrattandır, inanmamak bir nevi hastalık. Klinik psikolojide dahi durum böyle kabul edilir. Hatta inançsızlığın gizli saklı mağaralarında bile inandığına isyan vardır hakkikatte. İnsan inanmadığına sitem eder mi? Sevmediğine darılır mı? Bir nevi kırgınlık ve dargınlık psikolojisinden dolayı inançsızlığını ilan eder insanoğlu. Her insan kendi meşrebince kendi ve aklınca inanır. Bu anlamda kendisi olmayı başaramamış insanların yaptıkları en basit eylem hürriyetini ve fikirlerini bir cemaate satmaktır. Hocası onun yerine düşünür, hocası onun yerine karar verir, herşeyi hocası bilir ablası bilir sözde.. Ama, Allah, kelâmında doğrudan yarattığına akletmeyi ve düşünmeyi emreder oysa ki.. Çünkü bir hocanın veyahut ablanın sizlerin yerine düşünüyor olması demek, düşünmek eylemi değildir asla.. Düşünmek eylemi Allah'ın en çok emrettiği farzdır. Ortalama 700 defa emredilir ki, her sayfada 1 defa yap (Düşünün, akledin) emriyle, bir defa da yapma emriyle (Akletmez misiniz? Düşünmez misiniz?) tekrar edilir. Düşünmek yaratılmış insan için, kayıtsız şartsız en daimi emridir Allah'ın.. ""Toplum olmanın temeli birlik değil, çokluktur, farklılıktır, benzerlik kadar benzemezliktir, çünkü düşünmeyi devindiren ilke özdeşlik değil ayrımdır. yurttaşın görevi kendine benzemeyeni sevmek değil ona saygı duymaktır. sevmek için yurttaşlığa gerek yok, insan olmak kafidir."" Dücane CÜNDİOĞLU Düşünme eylemi üzerine düşündüğümüzde Dücane'nin de söylediği gibi, bir yol alınması için yani düşünülmüş olması için farklı fikir ve düşüncelerin devinimi şarttır. Bir toplum adına bir cemaat adına bir kaç ağabeyin ve ablanın sizin adınıza düşünmüş olması veya aynı şeyleri düşünüyor olması Allah'a apaçık bir şirktir. Ben sizin bilmediklerinizi bilirim diyen Allah'a, hayır Allah'ım sen bilmiyorsun cemaatim bilir demektir ve gerisi lafü güzaftır.. Çünkü insan böyle yaparak Allah'ın emrine karşı gelerek düşünmediği için sorumuludur ve kendisi adına düşünen (?) abla veya abilerinin de düşünmemiş olmasını da sağlar. Çünkü aynı şeyleri düşünmek, düşünmek değildir ve düşüncenin diyalektiğine balyoz gibi vurulan bu hareket devinimi durdurduğu gibi, bir insanın gözleri kör olmadığı halde, gözlerini kapatarak yürümeye çalışması ve yol almaya çalışması gibidir.. Dini cemaatlerin, ideolojik grupların ve kapalı toplumların gelişime kapalı olmasının sebebi budur. Farklılıkların farkında olmamak, yani farkındalıklarımızın kapalı olması görmemekten başka neyle izah edilebilir ki.. İslâm dininde ki tek hiyerarşik yapı sadece fetva makamındadır..Hz. Peygamberin (S.A.V.) maneviyatı ve sünneti müstesna. Yani hiçbir ablanın abinin imanı sizin imanınızdan fazla olmayabilir, aksine az da olabilir. Veyahut bir camii imanının imanı sizin imanınızdan fazla olmayabilir. İslâm dini bu anlamda Hristiyanlık gibi makam ve mevkii arttıkça makama ve mevkiiye göre hüküm verdirmez. Hristiyanlıkta ve diğer batıl inançlarda yeryüzündeki makam ve mevkii arttıkça, Allah, katında da artıyor gibi muamele edilir. Bir papazın rütbesi yükseldikçe (Hristiyan toplumuna bu hastalık sömürgeci bir devlet ahlakından tezahür eder..) tanrı katındaki yeri de yükselir, tıpkı askeri hiyerarşideki gibi. Hristiyanlıkta bu şekilde olmasının sebeplerinden birisi de; tanrı inancının temelinde yine insandan bir tanrı figürünün olmasıdır. İnsan bir tanrının egemen olduğu bir tabloda ise hiyerarşik düzen kaçınılmazdır. İslâm dini bu inancı red eder ve mücadele edilmesi gereken bir tasvir olarak yorumlar. İslâm dininde kulluk Allah'a yapılır; Ablaya, abiye, şakirte, şeyhe, şıha, hacıya,hocaya, Seyyide seydaya ve müride değil. Allah, manevi anlamdaki hiyerarşik bir düzeni ve yapıyı lanetler. Aracıları put, aracılardan medet umanları da putperest olarak tanımlamıştır Kuran'ı Kerim.. Hiyerarşi istemez. Yarattığı tüm insan âlemi kendisine koşması için eşit mesafededir. Hristiyanlıkta makam mevki vardır. Maddi anlamdaki bu makam aynı zamanda manevi anlamdaki bir makamdır. İslâm, bunu kılıçla keser. Bir konsille bir rahibe, bir papazla da papa asla ve asla bir değildir. Hristiyanlık Allah'a yakınlık anlamında da bunu böyle tutar. Yani en iman sahibi papanın kendisidir, Allah'a en yakın olan papadır.. Hadisenin doğal seyri gereği de, kutsal olan ve kutsiyet atfedilen şey, iman değil, makamdır; tıpkı cemaatlerdeki gibi. Rüya ile amel edilmese de şeyhiniz sizi rüyasında görünce işlerin rengi değişir. Şeyhin imanı sorgulanmaz makamından dolayı. Yani makamından dolayı sorgulanmaz. Bu şeyhinizi şeytanın kulu ve kölesi yapar. Hristiyanlıktaki ve Yahudilikte gibi. Doğuştan makam sahibi olarak doğarsınız ve bu sizi kutsal yapar.. İslâm, dinine bulaştırmaya çabaladıkları tarafında ise Seyyid',lik Seydalık gibi manevi değerler vardır. Allah'ın söylediğine göre; Hz. Peygamberlerin ailelerine bile faydası dokunamamışken,.Seyyid veya Seyda olsanız kaç yazar Allah, katında? İnsanlar size sadece islâm dini hakkındaki cehaletinden dolayı saygı duyar ancak. Şeyhe teslim olmak şeytana teslim olmak gibidir. İslâm diyalektiğinde şeytan nasıl bir günahkârsa, şeytana hizmetkâr olanlar da o nisbette günahkârdır.. Yani evet şeytan kötüydü ve günahkârdı ama yanacak olan şeytan değil, şeytana uyanlardır da.. Evet diyelim ki şeyhiniz veya ablanız Allah'ı bilmiyordu, şirki bilmiyordu ve daha da acısı ne olabilir? Hz. Peygamberlerin ailelerinin dahi felakete ve isyana sürüklendiğini bilmiyordu diyelim. Bu şeyhinizin sadece Allah'a karşı bir sorumluluğudur, sizin şeyhinize inanıp, Allah'a şirk koşmanız ise sizin sorumluğunuzdur. Ve bu sizi cehennem ateşinden korumaz. Şeyhiniz yanacak diyelim cehennemin dibinde şeytanla birlikte peki ya sizi ne koruyacak o vakit? Siz hiç Allah'ı ciddiye almamışsınız ki? Allah, bizlere akıl vermiş, fikir vermiş düşünüp ibret alalım diye.. Bakın burasını iyi anlayalım; Allah, sadece tapılanları, eteğinden tutulanları yakacağım demiyor, tapanları da yakacağım diyor. Allah, sadece şeytanı cezalandıracağım demiyor, şeytana uyanları da cezalandıracağım diyor. Tabloya bakarsanız cemaatin hepsi tıpkı Kuran'ı Kerim'in defalarca söylediği gibi, insanların çoğu kâfirdir diyor.. Ya hu Kuran'ı Kerim'i okuyup da çok düşünmeyin dinden çıkarsınız diyenleri de gördük ve ibret aldık elhamdülillah.. Allah, düşünün diyor, abisi ablası şeyhi düşünme diyor. Cemaat komple cehennem odunu olmuş farkında değil, bir erzaklık yardım yaparken bile destur alıyor şeyhinden. Ne yani şeyhin kabul etmezse Allah, kabul etmeyecek mi? Allah, mı şeyh mi? Cennet mi cehennem mi? Karar da sizin hayatta.. Ama ebedi hayat ve âşk Allah'ındır.. Bu böyle biline..
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.