Güzelliğe Tapmanın Ruhumuzda Yarattığı Tahribat
Zaman, insanın bakış açısına göre şekillenen bir kavramdır. Çünkü insan ne kadar yaş aldıkça "keşke" dese de gençliğimiz bir defaya mahsus sınırlandırılmıştır.
Roman Dorian Gray'in portresinin tamamlanmasıyla beraber Dorian'ın kendisinde gördüğü fiziki güzelliğinin ebedi olması ve onun yerine portrenin yaşlanmasını istemesi dileğinin ona ve çevresine yaşatacaklarını gözler önüne serer. Akıcılığının yanında başkarakterimiz olan Dorian'ın dış görünüşünün dışında değişen duyguları, bakış açısı ve bazı kavramlar(iyilik-kibir) arasındaki farkı tam olarak kavrayamadığını fark ederiz. Bunun etkisinin tablo mu yoksa Dorian'ın kendi kişiliği mi olduğu durumuysa okuyuculara bırakılmıştır.
Portre bir gizdir. İnsan ebedi güzellik ister mi? Ya da ebedi güzellik karşısında insanın kendisinden sunacağı nedir?
Vicdanı mı?
Her insan ebedi güzellik ister fakat bunun karşılığının ne olacağı muamma kalırsa tereddütte kalır. Bu tereddüt ise insanın bütün her şeyini alır. İşte Dorian tam bu vakanın ortasındaydı. Tanrı vergisi olan bu güzellik elbet Lord Henry'nin dediği gibi birkaç yaz daha sürecek ve zamanla dış görünüşünde beliren yaşlılık belirtileri vücuduna dokunacaktı.Peki dış görünüşü değiştirmeyen zaman insanın kalbini değiştirmeyecek miydi?
Okurken elinizden bırakamayacağınız akıcılık konusunda çok üst bir seviyede olan bu kitap bir çırpıda bitirilebilecek bir kurguya sahip. Yazar çağına ve çağları aşacak bir üslupla ilerleyecek bu kitapta estetiği, sanatı ve hakikati karakterlerle harmanlayıp felsefi konuşmalarla din, sanat, psikoloji ve dönemin bakış açısına bir eleştiri sunarak akıllardan silinmeyecek bir şekilde sunmuştur.
Son olarak kitabın üç ana karakteri için 
Oscar Wilde şu sözleri söylemiştir;
“Basil Hallward, olduğumu sandığım kişidir. Lord Henry, insanların ben sandığı kişidir, Dorian ise belki başka çağda benim olmak istediğim kişidir.”
Keyifli Okumalar
#estetizm #hedonizm #vicdan
·
51 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.