Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
6/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
KİRA KİRALİNA-kitap yorumu
Yazardan okuduğum ilk eser oluyor kendisi. Çok fazla adını duyduğum ve bir dönem oldukça popüler olan bir eser. Bu nedenle beklentim de oldukça yüksekti esere karşı diyebilirim. Konusundan kısaca bahsedersem; Adrian adındaki bir çocuğun stavro ve diğer iki kişiyle girdiği limonata satma hikayesiyle başlıyor kitabımız. Stavro herkes tarafından çok sevilmeyen, şımarık denebilecek, üçkağıtçı bir karaktere sahiptir. Adrian'nın çıktığı bu yolculukta Stavro kendi yaşam öyküsünü, nasıl böyle bir insana dönüştüğünü detaylıca anlatır. Stavro'nun annesi ve Kira adındaki ablası dans etmek, adamlarla gönül eğlendirmek, içmek ve hayatı aklı havada yaşamayı tercih ederler, buna karşılık üvey babası ve abisi de bu olaylara göz yumsalar da her gün ablası ve annesini döverler. Çocukluğundan beri bu kaotik aile yaşamına maruz kalır Stavro. Balkanlarda ve türkiye'de geçen bu hikaye Stavro'nun babasının bir gün annesini ve ablasını öldüresiye dövmesi üzerine annesinin gözünü kaybetmesi ve güzelliğinin gitmesi üzerine çocuklarını iki dayısına emanet ederek yok olmasıyla başlar. Dayıları abisi ve babasını öldürmeye ant içmişledir, Kira da öyle. Yaşanan olaylar sonucu kira ile tek başına yaşamaya başlayan stavro çocuk olmalarından da dolayı ilk başta onlara hep iyi niyetle yaklaşan insanlara inanırlar ve kendilerini belaların içinde bulurlar. Bu belaların en büyüğü zengin bir adama kanmaları sonucu adamın onları türkiye'ye kaçırması ve Kira'yı hareme kapatması olur. Eser boyunca Stavro2nun çocuk aklıyla tek başına kalışı, ablasını aramasını, her güvendiği dalın ona zarar vermesini, paranın değersizliğini, küçük bir çocuğun yaşam mücadelesini okuyoruz. Açıkçası eserden beklentim konusunu okuduktan sonra çok yüksekti. Ancak beklentimi karşılayamadığını söyleyebilirim. Öncelikle yazarın dili bana çok garip geldi. Sevdim mi sevmedim mi çok aradayım. Hem sıktığı noktalar oldu hem de akıcı bir anlatım sergilediği noktalar oldu. İlk sayfaalr akıcı başlamışken 50. sayfalara doğru inanılmaz durağanlaştı eser ve çok sıkıldım. Yazar sanki bir efsane yazarıymış gibiydi. Efsane okuyormuşum , sanki edebiyat dersindeymişim de göktürklerle ilgili bir metni okuyormuşum gibi hissettim. Gerçek olamayacak karakterler var gibiydi ama o dönemdeki o bölgelerdeki insanların çoğunun bu şekilde olduğuna da eminim. Eser ortalarda yine hızlandı (Kira , annesi ve Stavro'nun yaşamının anlatılıdığı kısımlar), yazar bu noktada karakterleri ve o dönemin o bölgelerinin yaşam tarzını çok iyi vermişti. tüyler ürperten bir acımasızlık, insanlardaki soğukluk ve neden bilmiyorum ama o bölgedeki dönemsel insanlardaki korkutuculuk, efsanevilik beni etkiledi. Ancak son 30 sayfada da inanılmaz sıkıldım denebilir. Gelgitli bir eser oldu benim için. Verilmek istenen mesajlar aslında çok güzeldi. Stavro'nun hayat dersini okuyorsunuz denebilir. Çocukken hayatı hızlı bir şkeild eöğrenmesi gerekiyor ve bu çok acı yollarla oluyor. Herkese güvenmesi onu hep çıkmaza götürüyor, ablası ve annesinin benimsediği iğrenç yaşam felsefesi Stavro'nun tüm hayatını etkiliyor ve onun karakterini etkiliyor. Bu noktada annesine sinir oldum diyebilirim. Olgun bir karakter olmadığı belli oluyor ama okurken sen nasıl annesin diyor bir yandan insan. Felsefesi çocuklarını bence hep olumsuz etkiliyor, gözünü kaybettiği için çocuklarını hayatta bir başlarına bırakıp çekip gitmesi, intihar etmesi.. güzel aktarılan ve beni etkileyen bir karakter oldu. Stavro'nun Kira'ya olan bağımlılığı bir tür abla hayranlığıydı bence. Annesine besleyemediği hayranlığı ablasına besliyor ve bir başlarına kaldıklarında tek dayanak noktası ablası oluyor, onu da kaybedince dünya başına yıkılıyor ama bulmak için canını dişine takıyor. Gösterdiği çaba çok güzeldi, hep umutlu oluşu etkileyiciydi. Yazar insanların incelemesini de güzel yapmıştı aslında ancak aktarımı çok iyi değildi bu konuda. Her karakterin hislerini, ne olduklarını tam anlayamadım . Özellikle mustafa karakterini hiç çözemedim. Amacı neydi anlayamadım. Sanırım o kısımlarda eserden kopmuştum. Çok sıkılarak okudum buraları. Genel olarak vurgulanan bir nokta vardı ki o da herkese hemen güvenilmemesi gerektiğiydi. Stavro kime güvendiyse başta iyi gibi gözüküp sonradan çocuğun hayatını altüst etti. O dönemin vahşiliği ve acımasızlığı , çocuklar üzerinden güzel aktarılmıştı. Sondaki tanıştığı yaşlı adamla kurduğu bağ bana geçti diyebilirim. Eserdeki en sevdiğim, duygusal kısımlar buralardı. Bazı noktalarda kopukluklar yaşamamın nedenini tam olarak güzel aktarım yapılamamasına bağlıyorum. Bir noktada stavro'nun cebine paralar nasıl geldi, stavro'nun hayatının kronolojik sırası nasıl oldu kafamda soru işaretleri oluştu. Özellikle kronolojik anlatım bakımından eksikti eser bence. Daha sıralı anlatılabilirdi, yaşananlar. Çok etkileyici olabilecek konusu varken bence yetersiz kalan bir eserdi. Soğuk bir anlatım ve tam aktarım olmamsına bağlıyorum bunu da. Güzel diyebilirim ama etkilendim beklediğim kadar. Uçurtma avcısı kitabı gibi bir etki yaratabilirdi bence konusu yüzünden ki böyle bir şey de beklemiştim. Ancak o dönemin bu bölgelerine bakmak için ve bir çocukla hayat derslerini görmek için okunabilir.
Kira Kiralina
Kira KiralinaPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,050 okunma
·
172 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.