Gönderi

97 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 16 hours
Aramızdaki En Kısa Mesafe - B. BIÇAKÇI /Kalbim acıyor!
Özlediğiniz günlere götüreyim mi sizi? 80'lerin, 90'ların çocukluğuna... Sobalı evlere, Mahalle maçlarına, Dantelli yakalı mavi önlüklere, Siyah beyaz filmlere... Sahi her şey güzel miydi o günlerde yoksa biz öyle hatırlamak istediğimiz için mi bize öyle geliyor? Zor günlerdi aslında. Soba sanıldığı kadar kolay bir iş, kış romanlardaki gibi romantik bir mevsim değildi. Geçim sıkıntısı, darbe girişimleri, okuyamamak... Zor günlerdi vesselam, yaşayanın bileceği zor günler... Her çocuğun şansı sabah uyanıp televizyonun karşısına geçip Buggs Bunny izlemek değildi... Hep çocukluğumuz üzerinden bakarız o günlere. Bir de bir çocuğun ağzından dinleyelim mi? Bol bol çocukluğumuza giderek tabii... "Hediye­lik bunlar! diye bağırmaya başladım. Böylesi pazara daha uygun gibi geldi bana." (s. 40) 90'lı yıllara geliyor okula başlamam. O zamanlar evimizin önünde sahipsiz "çağla" ağaçları vardı. Üzerine tırmanır, toplar okulda teneffüslerde bardağı 5 kuruşa satardım. Bozuk para dolardı okuldan çıkarken cebim. Okul çıkışı çocukların alışveriş yaptığı bir bakkal vardı. Oraya gider bozukları tümletir, gururla dönerdim eve. Kimse bilmezdi adımı sınıf arkadaşlarımdan başka, "çağlacı çocuk" derlerdi yalnızca. Liseye başlayana kadar devam etti o adlandırma evin karşısındaki çağla ağaçlarını çoktan kesmiş olsalar da. "Tıpkı okuduğum kitaplardaki gibi, bir yumru gelip boğazıma düğümlenmişti." (s. 50) Eserde en dikkatimi çeken noktalardan biri de baba - evlat ilişkisi oldu. Ne der
Hasan Ali Toptaş
Hasan Ali Toptaş
: "Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır." Yalnızlıklar, yalnız bırakılmışlıklar, terk etmeler, ölüp gitmeler... Babalar çocukları yaşadıkça yaşamalıdır, der
Honore de Balzac
Honore de Balzac
,
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
da tamamlarcasına: "Babalar bunu hep yapar. Bir gün ansızın ölürler ve siz elinizdeki hatıra­larla idare etmek zorunda kalırsınız." Öyle ya da böyle, bir çocuğun hayatında en önemli etken aile, olmayınca tam olmuyorsun, tamamlanmıyorsun. Olup da uyum sağlayamayınca başka bir yıkım... Yaşarken kaybedince, evinde eksikliğini hissedince tarifsiz acı... "Neden çü­rüdüğünü düşünüyorsun?" (s 68) Bir aileyi aile yapan ne? Yalnızca ortak bir soyadı mı? Ya da aynı evde yaşamak? Yoksa güçlüklere birlikte göğüs germek mi? Engelli ailesine bakmak için çalışan öğrencilerim oldu benim, daha çocuk yaştaydılar. Hayvan pazarına gidip hayvan satanları gördüm, öyle zorunluluk falan değil, evine destek olmanın gururuyla... Sanmayın geçmişte yaşananlar geçmişte kaldı, tarihin tekerrürrü hep iş başındaydı. Çürüme nerede başlar? Kendin ya da sevdiklerin için yaşayamadığında... Anlamsızlık getirir çürümeyi beraberinde. Uğruna dövüşecek bir amacınız kalmaz. İşte asıl orada yenilirsiniz. "Hayatın yükünü erken yaşta omuzlamış üç delikan­lıyız." (s. 66)
Emrah Serbes
Emrah Serbes
'in
Erken Kaybedenler
Erken Kaybedenler
'ini getirdi aklıma. Kimileri çocukluğunu yaşayamadan büyümek zorunda kalıyor bir anda. Şimdi hiç "yaşanmadan geçen yıllar utansın," diye arabeske bağlamayacağım, hepimiz yeterince duygusal insanlarız haddi zatında. Bir çırpıda bitecek, sizi yıllar öncesinde yaşatacak bir eser. Nasıl bittiyse incelememi de öyle bitirmek isterim: "Akşamları annem saldırıya uğruyor. Zavallı kadının elinden hiçbir şey gelmiyor. Issız evin odalarını gezi­yor, sonra televizyonun karşısına geçip bekliyor. Saldırı haberler bittikten sonra gerçekleşiyor. Annem dizindeki kireçlenme yüzünden hızlı hareket edemiyor, he­men yakalanıyor. Tamamen teslim olmadan önce, çocukları geldiğinde ya­pacağı yemekleri düşünmeye çalışıyor."
Aramızdaki En Kısa Mesafe
Aramızdaki En Kısa MesafeBarış Bıçakçı · İletişim Yayınları · 20123,448 okunma
·
1 plus 1
·
1,503 views
Münevver Algül okurunun profil resmi
Ahh anneler... sonunun gerçekliği beni bitirdi.
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Beni de...
Belya N. Çkn okurunun profil resmi
Okunacaklar listesine eklendi👍
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Şimdiden keyifle...
1 next answer
Betül okurunun profil resmi
İncelememizde anladığım kadarıyla eskiyen zamanın eskimeyen bir problemi gereğinden fazla yük edinme nam salmış zamanlara. Elimizin tuttuğu, yetiştirilmemiz gereken işlerimize geç kalan çocukların annelerin dizleri, beli olarak geri dönüyor demek ki. Emeğinize sağlık
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.