Gönderi

382 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Öncelikle uzun ‘zaman’ sonra bir kitaba inceleme gireceğim için heyecanlı, bu konuda körelmiş hissettiğim için tedirgin, bende hakkında bir şeyler yazmak isteği uyandıran bir kitap okumuş olduğum için mutlu olduğumu bildirir, bu karmaşık duygu selinin sebep olabileceği hata veya eksikliklerden ötürü peşinen özür dilerim. Neden uzun bir süre sonra, süreç içerisinde birçok kitap okumuş olmama rağmen inceleme girmeme zincirini
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
kitabına inceleme girerek kırmak istedim? Bunu ben de çok düşündüm. “Kitabı henüz bu sabah bitirmiş, kendisi bendenizde değişik birçok hisler uyandırmış ve kitap üzerine il halk kütüphanesi tahlil grubumuzla müthiş ufuk açan dumanı üstünde bir tahlil gerçekleştirmiş olduğumuz için” cevabı ağır bastı diyebilirim. Neler konuşulmadı ki tahlilde. Dostoyevskiler, Yahya Kemaller, Kafkalar, sembolizmler, alegoriler, hicivler, mimari, bürokrasi ve dahası… Okuduğunuz kitaptan tek başınıza birçok şey öğrenebilir, farklı bakış açıları görebilir, birçok duyguya sahip olabilirsiniz tabi ancak tahlil grupları size bunun 30-40 mislini veriyor. İyi bir kitap okumak kadar, iyi kitaplar okuyan iyi insanlarla bir arada olmak da insanı farklı diyarlara alıp götürüyor. İyi ki! Grubuma burdan bir kez daha teşekkürlerimi ilettikten sonra gelelim kitabımıza. Öncelikle
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
açılışımı yaptığım kitap oldu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
. Şunu söylemeliyim ki kesinlikle son olmayacak. Kitapta Hayri İrdal ve ailesi, mahiyeti çerçevesinde gelişen ya da gelişemeyen birçok olaylar dizisini okudum. Hayri İrdal’ın nasıl Hayri İrdal olamayışı özellikle dikkatimi çeken noktalardan en bariziydi diyebilirim. Neden olamayışı diyorum? Çünkü hep başkalarının güdümünde ve standardında yaşamaya, davranmaya, hayattaki rollerini gerçekleştirmeye çalışan ve asla kendini bulamayan, kendi olamayan bir karakterdi bana göre Hayri İrdal. Kendisine göre de öyle olacak ki tevekkeli değil şu sözleri söylesin: “Hayri Beyefendi, bizim Hayri, sizin Hayri, dalgın Hayri… Ne kadar çok Hayri var. N’olur bir kaçını yolda eksek? Herkes gibi ben de bir tek insan, kendim olsam.” Burdan da anlaşılıyor ki Hayri Bey aslında çok şey, ama hiçbir şey de aynı zamanda. Sadece o mu? Bana kalırsa karakterlerden birkaçı hariç birçok karakterde yine aynı ‘kendi olamayış’ hakimdi yer yer. Onlarda tek fark bunun sebebinin özellikle ‘batıya özenme’ olmasıydı. Çevremde beni iyi tanıyan yakınlarım bilir ki kitaplarda en sevdiğim karakterler kendilik problemi olan ve varoluş sancısı çeken karakterlerdir. Yine en sevdiğim kitaplar da bu tip karakterlere ev sahipliği yapan çoğunlukla karamsar tarafı ağır basan kitaplardır. Dolasıyla bu kitabın beni yerden yere vurması şaşılacak iş değil! Aslında kitap hakkında tabiri caizse didik didik edilerek konuşulacak çok şey var lakin benim ifade kabiliyetimin yetersiz kalacağına duyduğum endişe ve saatin 00.30 olması hasebiyle tatlı bir uykunun yavaş yavaş çöküyor olması sözlerimi burada noktalamak gerektiğini gösteriyor. Ayrıca bu kitap üzerine eminim birçok güzel şey söylenmiştir burada! E o halde bana gidip hem bugün grubumuzla gerçekleştirdiğimiz tahlili hem de girmiş olduğum naçizane incelemeyi düşünmek ve sindirmek kalıyor. Kitaba gönderme olarak çok sevdiğim bir aforizmayla incelememe denk gelip sonuna kadar okuyan 1000k halkına veda edeyim. “Carpe diem./Seize the day./Anı yaşa.” Sevgiyle.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342k okunma
·
147 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.