Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

429 syf.
·
Puan vermedi
~Sağdan Soldan Estarabim~
“ 1941 yılında İstanbul'da doğmuşum. Piyano öğretmeni bir annenin oğluyum. Müziğe merakım ilk defa … “ tam olarak böyle tanımlıyor Erkin Koray kendini lakin bir farkla, bir eksikle, o eksikliğe de mertçe cevap vererek. Sağdan soldan atıp tutan kalem tutmayı bilmez, öğrenmek mi? Hiç mi hiç istemez tayfaya, “magazin bülteni”ne, o tayfanın ardındaki ağa babalarına ve Esas Oğlana.. Hiç birine de pirim vermez, boyun eğmez, eyvallah hiç demez(!) Küfür mü onu da etmez, belki yalnız kaldığında kendi kendine, Ama o da olsa olsa sağdan soldan estarabim… youtu.be/1d8hQQk6y_g?si=... " O bizi Almanya'daki Rock'culardan sanıyor. Halbuki biz, Türkiye'deki Rakçı'lardanız. Arasında çok fark vardır ... " dediği Almanya'daki kahvaltıda haşlanmış yumurtayı karneye bağlayan ev sahibine, bunun üzerine kaç paraysa verelim kardeşim diyerek memleketin bolluk bereketini hatırlayıp, üzerine de ne olacak bu memleketin halinin derdine düşüp, şikayetle eleştirmekle kalmayıp mevzunun tam üstüne yürüyen ismin karşılığıdır Erkin Koray. Lamicimi yok, işte o kadar, #230904183 Ustanında dediği gibi. Usta diyorum özünde, çünkü, Erkin Korayla bizzat aynı sahneye çıkmış, gerek sayfasında paylaştığı müziklerin kalitesinden, gerekse Babayla aynı havayı solumanın eşsizliğinden olsa gerek
Tuco Herrera
Tuco Herrera
Aziz Nesin 'in has evladı, tuco kadar olamayız tabii :) O da bizim güzide Anadolumuzun müzisyenlerindendir, bu toprakların esas evlatlarından, insanlarından… Adamlarındandır. Almanya demişken Bernd'e değinmeden olmaz. Ülkenin ahvalini “Eğkin!Türkiye, banka çok, pağa yok” ile özetleyerek de. Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez serde yiğitlik var diyerek “Ne vağ? Ulan" atılımı karşısında Erkin Koray'ı düşüncelere sevk eden ve ayrılma demlerinde de AÇIM!! sözüyle cümleyi noktalayan bir Bernd. Toplumun aksaklıklarına, eğrisine büğrüsüne ve hatta açlığına, sefaletine ışık tutan Bernd.. birkaç yumurtada Erkin Babayı düşündürende oydu, Erkin Babaya memleketini özlettirip, hiçbir dünya toprağında huzuru bulduramayıp o topraklarda, kim bilir o bankamatiğin yanında utandıranda… Bir de Musta var ki gönül işlerinde beni benden alan.. Çapkın, hoyrat, dürüst ve saf musta.. Gönül meselelerinde her seferinde toyluğu elden bırakmayan, Gözlerindeki ateşleri, yıldızları kimselere kaptırmayıp da sevdiği kızın yatağının altında saklanan muzdarip musta, ha bir cesaret diyesi geliyor insan, Erkin Koray'ın dediği gibi sayfalar arasında da bitmiyor, bitmiyor Mustanın çilesi .. “ Yaşamak nedir? Nasıl ve neden dünyaya geldik? Ne yapmalıyız? Önce neydik, sonra ne olacağız? “ diyor Üstad, çoğu felsefeciye, çoğu fikre taş çıkartarak.. zira düşünmek yetmez, eylemde gerekir düşüncenin boy verip filizlenmesi için. Her şey paradan mı ibarettir, her şey maddiyat mıdır ve tüm bunlar kazanılacak bir şey midir deyip yurt dışı sonrasında ilk ziyaretine gelen arkadaşı Sedat'a da dönerek… Esasında bir duruşu, bir kimliği, bir cevabıda göstererek... “Yerine değerini bulan bir kelime koyamıyorsan, senden daha iyi becermişlere saygı gösterir susarsın. Ki sonradan gelenlere güzellikler kalsın “ diyecek kadar da babayiğit bir adamdır Erkin Koray. Sahi kim koltuğunu, makamını, ardında onurlu bir duruşu bırakacak kadar bir duruşun sahibi? Ötekileştirenler, Nietzsche'ninde dediği gibi en çok kendini hedef gösteren ellerin sahibi değil mi? Bizzat o elleri bölmek isteyenler.. Türkçe aşığı, anlatabileceklerine yeterince kelime bulamadığından yakınan, yüzü batıya dönük lakin topraklarınıda unutmayan, bizim çocuklar atfını yaptığı müzisyen arkadaşları dahil hayranlarına, nesillerede bu mesajı aşılayan memleketimin insanıdır Erkin Koray. Kendine has bir Türkçe'nin ve imlanında ayrıca sahibi. Onun cümlede koyduğu noktanında bir anlamı var yani, ustanın bize paylaştığı kadar bilebildiğimiz ama hâlâ sırrını koruyan, nerede duracağını bilen mermi misalinde bir noktanın… Toplumdan el etek çekmeyen bir aydın, düşünür, bilge ve bizden biridir. İnsanın eseriyle var olduğu dünyada eserliğini, kimliğini, ve müziğini rüzgarla tutuşturanlardan… Evrenin kendisi bizzat elektriktir beyin fırtınasını sayfalar arasına serpiştiren, bizlerde küçük birer atomcuklarızı unutturmadan ve ömrünün satır aralarında da yanlış frekansla bağlanmak isteyen makam mevki düşkünlerine istedikleri elektiriği güzelce veren bir yürek... Kimyager, kahin :) Gözlerinin içi gülüyor mu? Hey sen, bu satırları okuyan, bu kitabıda okuyacak olan, Kendi dilini alabildiğine kısaltıp renklerini alacalaştıran, sen, gözlerinin içi gülüyor mu? Sen bize lazımsın, unutmadan. …. youtu.be/PUMw4t2WTwM?si=... Biyografi okumalarının güzel tarafı bu belkide, bir hayatın inceliklerini, ince yanlarını öğrenmenin yanında, o hayattan müsaade istemenin dahilinde bir ömre şahitlik edebilmek çok kıymetli.. Erkin Koray'ın baba yönünü bilirdik, şahittik kulaklarıda çınlatarak pektabii lakin baba yönünü şahsım adına bilmezdim.. Herkes anne baba olabilir, biyolojik ya da değil ama emek bambaşka bir şey. Küçücük el kadar bir yavruya ömrünü adayabilmek, onunla varlığını bütünleştirebilmek, esasında insanın kendi ömründe bambaşka bir yaprak açması kolay bir iş olmasagerek. Üstelik bunu konser zamanlarında yapması, iki tabure arasında uyuyan küçücük bir bebek, Damla... Damlayı çok sevdim. Çok akıllı ve tatlı bir kız. Babasıyla hayatın nice garip gurabalıklarına göğüs germiş, büyüklere taş çıkaran savunmalarıyla, minik duruşuyla gönüllerimizide fethetmiştir... Baba kız için hayat yeterince çetrefilliyken, yalnız bir erkek için bir kızı, adını dahi anamadığı eşinin yavrusuyla bir ömür mücadele içerisinde olmasıda hiç kolay bir iş değil. Gel de bunu bizim meraklı magazincilerimize, lafı cımbızla alan, bir rahat vermeyen medya ağa babalarına anlatın. Lakin Baba orada durur mu, pirim verir mi? Bir sürüye karşı bir ordu gibi, ister teker teker ister toptan gelin der Erkin Koray. Ve o meşhur Baba-kız tarifinide bir türlü alamadım.. Malzemeler şöyle böyle belirlide olabilir ama yemeğe lezzet katan duygununda bir yedeği yoktur, o gözyaşlarının, o sevinçlerin, aranılanda odur... O sofrada olmak ister miydim? İsterdim. :) ... Hikayemiz 12 Eylül 1980 yılında Turgut Özal döneminde başlıyor diyerek de ekliyor Erkin Koray, esasında hikayemiz çok daha öncesinden günümüze suretlerin değişimleriyle de uzanıyor... Hiçbir zaman geçmişin sadece geçmiş olmadığı ve geleceğinde gölgelenmek istendiği zamanlardan. Hep bir bölme kaygısını gütmüş, halkın galeyanından beslenen ve 5 yılda bir gündemde tutulan, vatandaşın ki hakkı olan oyda utanmadan hak iddia edebilenlerin yüzsüz yüzlerinden... Hepsine tek tek değiniyor Erkin Koray. Şu önemsizdir, şuna değinmesemde olur dememiş aksine sindire sindire iki ileri bir geri bizden bir ritimle, o çok sevdiği Mehter Marşı gibi de ilerlemiş, anlayabilene sivrisinek sazıda unutmadan. “ Allah vermiş bu memlekete… ! Daha ne lazım? Elimizde her türlü “ham madde” mevcut: İnsan, hava, su, toprak! “ #231205948 Tam bir eylem insanı Erkin Koray ve işbu sebepten yerinde de durmamış siyasete dair atılımlarıda olmuş amma velakin dönen dolaplar karşısında masaya yumruğunu vurmuş, bunu bizzat Fatma Giriğin çakmak çakmak gözlerinde de göstermiş bir babayiğit… DÜRÜST, BİZDEN, İÇİMİZDEN. Müziğiyle, aslını yaşatan bir Ozan.. 40 yıl TRT'nin ambargosuna, yozlaşmış yönüne direnen bir Ozan. “ Ve işte böylece, bu sevgili memleketimin nasıl idare edildiğini en yakın plan göreceğim günler başlamış oldu. #231211078 Çok sonra anlayacaktım, vatanı değil, birilerini kurtarmak üzere kendimi helak etmiş olduğumu… “ “ Azılı bir Goministtir” mi dediler, “Ülkücüdür” mü dediler? Halbuki ben Kendimci oldum hep, “Bir kimseci” değil… HAS BE HAS VATANDAŞ OLDUN. Sayın Arkadaşım Osmanıda unutmadan. Unutturmadan: youtu.be/_V-lPK0avC8?si=... ... Barış Manço'nun basçısı, o zamanlarda Grup Bunalımda türlü bunalımlara maruz kalan Ahmet Güvenç'le de bu dönemde tanışmış Erkin Koray. Her zaman birlikte çalmak istediğim kafamdaki bas gitarcı Ahmet Güvençtir diyerek de belirten Koray, 1976 yılında Almanya yolculuğuyla gerçekleşen adımla, çok geçmeden bas gitarcısıyla da yollarını ayırmış, tek tabanca olarak, bilmediği bir şehirde, yeni maceralara doğru adım atmıştır.. Hep eve doğru. Onu dünyada arayarak.. Eserde beni en çok etkileyen ve sağdan soldan esterabimden sonrada pek sevdiğim, unutamayacağım anıda Şaşkın parçası üzerinden oldu. Karanlık bir İskenderun gecesinde, yalnızca alacağı menfaati düşünen plak çetelerinin içerisinde doğrulmaya çalışan bir adam. Ölüm ile hayat arasındaki o ince çizgide.. ve kim bilir akıllı davranmayıp, fevri kararların insanı olsaydı şimdi o ekmeğini yağsız bağsız etmeyen tayfanın karşısında nasıl bir istikamet olurdu... Unutulur muydu Erkin Koray? Na mümkün, üstelik hapishanelerin bile dışarıdan çok daha usturupluca yol kestiği bir düzende. Peki bu düzeni besleyen kimdir? Tüm bunların, bu çıkmazların, tüm bu olanların normal gelmesinin sebebi ne? Alışıyoruz ama kaybederken alıştığımız nedir aslında? Bir duruşun, bir adamlığın dokümanter karşılığı... youtu.be/srLYmsHP6lU?si=... Hisleri bir yana sözleri ustaya aittir, ilhamı ona. O halde bir daha gelene gidene, ona buna Esterabim... Çok şey var anlatılacak lakin sözü burada kesmeninde yararı var, usulünce :) Ustanın 8 yılda yazdım dediği bir esere ben ne kadar bir şeyler eklemeye çalışsam ve her seferinde de eksikliğini bulsam, o eksiklikle de kalacaktır pekala... Olsun. Bu eserden de bana kalan, bize kalan bir insanlığın ak pak aynasıdır. Öyle ki o dönemler çok normal olan politik kavgalarda ülkemin askerini polisini vatandaşını birbirine düşüren kazanada katılmayanlardandır Erkin Koray.. Aksine: " Tüm Hippi'ler, tüm Çiçek Çocukları, tüm Rock'cular, ve tüm 68'liler! Sizden geçti! Siz başaramadınız! BU SÖZÜM ŞİMDİ SİZİN ÇOCUKLARINIZA: "Çocuklar! Ne yazık ki; artık silah üretenlerin size doğrulttuğu si­lahların önüne, babalarınızın yaptığı gibi, çiçek veya zey­tin dalı uzatarak, bundan kendilerine bir mesaj çıkarmalarını beklemek ham hayalden ibaret olmuştur. Şimdiye kadar bunu anlamayanların, bundan sonra an­layacaklarını beklemek ise aptallık olacaktır. Artık esas olan, sadece ve sadece silah üretmektir! Tüm işinizi gücünüzü bir yana bırakıp, yalnızca silah üretecek ve bu sefer siz onları öldüreceksiniz! Onlara, onların diliy­le cevap vermekten başka çare kalmamıştır. Ve inanın, ancak bu mesajınızdan anlayacaklardır!" (Mustafa) Erkin KORAY #231622614 Mustafa ismi ki dedesinden, Mustafa Kemal Atatürk ile bir fotoğraf karesinden, gururla(!) Eserin pdf versiyonu şu şekilde: acrobat.adobe.com/id/urn:aaid:sc:... lakin kütüphanelerimizde de bulundurmamız gerek. Ustanında dediği gibi bizden sonraki nesillere ulaşması adına... Unutmamak için. Unuttuklarımız hayli çok zira. Ve vakit artık hatırlamanın, ilerlemenin, iki ileri bir gerinin de çok ötesinin vaktidir. Kim olduğunu, nasıl bir tarihi ve kanı taşıdığınıda unutma(!) Vaktiniz için teşekkür ederim. Bu da benden olsun, selamla, saygıyla.. :) youtu.be/AJwSFpuxYdY?si=...
Mezarlık Gülleri- Bir Dokümanter'le Karışık Hikaye Kitabı
Mezarlık Gülleri- Bir Dokümanter'le Karışık Hikaye KitabıErkin Koray · Alfa Yayınları · 200643 okunma
··
1 artı 1'leme
·
518 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Barcem Karco okurunun profil resmi
Anadolu'nun güçlü sesi, Anadolu kültürünü, örfünü, adetlerini, bağrı yanık türkülerini yeni bir tarzla harmanlayıp ortaya Anadolu Rock gibi şahane bir müzik tarzı kazandırmış şahsiyetlerin öncülerinden. Cem karaca, Barış Manço, Erkin Koray.. Erkin Koray gibi olmalı insanın ülkesinin, aydını, sanatçısı. Benim ülkemin sanatçıları "bunlar" derken yüksünmemeli, utanmamalı. Filmlerde, dizilerde çalan nice parçalar. Hayata, insana, ruha dokunan yüzlerce eser. Hocamın dediği gibi ne kadar yazılsa eksik.. "Eĝkin! Türkiye, banka çok, pağa yok" iyiymiş güldürdü. Ama bazi şeyler de değişmemiş. Bu da ağlatmasa bile uzun uzun baktirdi. İyi ki tanıdık, mekanı cennet olsun.. sizinde emeğinize sağlık hocam. Çok güzel, çok detaylı çok ince bir yazım. Teşekkür ederiz. :)
özlem okurunun profil resmi
O sanatçıları oluşturanda biziz, tüm topu karşı sahayada atmamalı bence. Bern çok farklıydı kesinlikle.. mizahı bir yana, ülke paranoması adına öğrenilecek çok şey var kendisinden👍🏻Vaktinize bereket. Erkin Koray, Barış Manço ve Cem Karaca, nicesiyle eskimez, yitirilmez bu topraklarda...
1 sonraki yanıtı göster
Tuco Herrera okurunun profil resmi
Ellerine sağlık Özlem .. Cidden tam teşekküllü , dokunulmadık santim bırakmaksızın yazılmış bir inceleme olmuş .. bu arada benden için usta demişsin de usta demeyelim yine de .. bir usta varsa o da Erkin Baba' dır .. Biz de haddimizi biliriz .. Onun yanında yamak olabilsek keşke .. Çok ayrı bir adammış cidden .. Babam gençlik yıllarında bir gece yarısı motorla gezerken rast gelmiş kaldırımda başı yarık kanlar içinde otururken .. malum uzun saçlı olmak o zamanlar için muhteşem bir cürret .. hiç geri adım atmamış ne o konuda ne de bir başka faşist yaklaşıma .. her şarkısı , her şarkıdaki her satırı ayrı bir hatıraya kapı açar bende .. zamanının çok ötesinde cidden .. gavurun şimdi bulup moda ettiği psy rock ın temellerini atan ilklerden .. bir Aziz Nesin , iki Erkin Koray 'ın bende emeği say say bitmez .. Pek çok şeyi bu ikisine borçluyum .. Huzur içinde uyusunlar .. Gelmez böyleleri bir daha ..
özlem okurunun profil resmi
Eyvallah Tuco. Ustanın yanında söze ne hacet, o ki sözü nasıl uygun bulursa, gördüğümüz üzere.. :) Benzer sahneleri eserde de gördüm, insanın satırlarda olsun bakamayacağı haller.. lakin orada da yardımını, ekmeğini bölüşmeyi eksik etmiyor Erkin Koray. Yürek dayanmaz olan bitene.. Aziz Nesin, Erkin Koray ve niceleri, nice direnen çok çekmiş, gelecek aydınlansın diye, puslara layık görenlere rağmen üstelik.. Sendeki yerininde şahidiyiz. Mevzu saçı uzun, şurası şöyle olsun değil, mevzu en başından beri o yürek ve de memleket meselesi. Her daim unutturmadan da ...
Ramazan Kudat okurunun profil resmi
Kendince olmayan herkes birinin maşası oluyor maalesef. Sağı solu aşağısı yukarısı ne varsa kendince insani bir fikir taşıdığını düşünürken arkasında para babalarının satranç oynadığını görüyor. Silahın önüne çiçek koyma romantizmi de dişe diş kana kan gerçekliği de kazandırma bana kalırsa. İnsanlara daha çocukken, her yaşamın, zarar verilmemesi gereken bir hazine olduğunu öğretecek, yüksek bir kültür mirası gerek insanlığa. İncelemene sağlık ^^
özlem okurunun profil resmi
O para babalarının rahatlarından vazgeçipte yerlerinden kalkmaya niyetleri yok hiçbir zaman. Suretler değişiyor yalnız, halk uyanmadığı ve sindiği sürece.. Uyanmak, uyandırmak, uyanık olmak lazım. Seninde vaktine sağlık Ramazan :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.