Gönderi
“ Eserimi büyük bir ruh ağı gibi, birbirlerine saçlarıyla bağlanan o kadınlara ithaf ediyorum. Seven, doğuran, ümit eden. Binlerce defa düşüp yeniden ayağa kalkan. Eğilen ancak yenik düşmeyen kadınlara. “
“ İtalya. Giulia, babasının atölyesinde çalışan genç bir kadın. Babasının geçirdiği kaza sonrası nesillerdir faaliyet gösteren, aile yadigârı o atölye ile ilgili bir gerçekle karşı karşıya kalıyor. Giulia’nın iki seçeneği var: Ya içinde sıkıştığı koşullardan kurtulmanın yolunu bulacak ya da orada boğulacak.
Kanada. Başarılı ve tanınmış Avukat Sarah, çalıştığı hukuk bürosunda uğruna ömrünü harcadığı terfinin arifesinde bir şey fark ediyor: bir hastalık. Tüm kariyer planları alt üst olmak üzere.
Hindistan. Smita, kast sisteminin en alt tabakası olan “Dalit”lerden biri. Tek bir hayali var: Kızını, içinde bulundukları yoksul ve acınacak hayat koşullarından kurtarıp okula gönderebilmek.”
Üç kıta, üç kadın ve üç hayat. Hayattan tek bir beklentileri var özgürlük. Ayrı kıtalarda hayat mücadelesi vermeye çalışan üç kadının şartlar ne olursa olsun güçlü ve bir o kadar geleceğe umutla bakmaları beni fazlasıyla etkiledi. Babasının atölyesinde çalışan Giulia, nesillerdir faaliyet gösteren bu iş yeri ile ilgili gerçeği öğrendiğinde yıkılır. Ama azmi, cesareti sayesinde tüm olumsuzluklara karşı hayallerini gerçekleştirme adına adım atar ve kadın olarak başarmanın, üretmenin, mücadelenin timsali olur. Kanada’da başarılı avukatımız Sarah, kariyerinin basamaklarını hızla çıkarken hayatının kabusu ile yüzleşir. Dönüm noktası olacak bu durum karşısında sergilediği duruş yeni hayatının başlangıcı olacaktır. Ve beni en çok etkileyen Hindistan’da yaşayan Smita ve ailesi oldu. Kast sisteminin en alt tabakası Dalit’lerden olan ve hayatlarını bulundukları yerde tuvalet temizleyerek kazanan yoksul bir aile. . Fare yiyerek, ötekileştirilen bu tabaka üyeleri kaderlerine razı iken Smita’nın tek arzusı kızını okutup bu yaşamdan kurtarmaktır.
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.