Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

- Batmıyacağına inanarak, dedi, suya bas, yürür gidersin. İmkânsız olan belki buna inanmandır; su üstünde yürüyebilmen değil... İnanmaktan açayım, inanmaktan... İnanmak, insanoğluna vâdedilen bütün mucizelerin anahtarı... İnanmaya memuruz. Ne kadar kuvvetimiz varsa hepsini inanmaktan alıyoruz. Neye inanmıyorsan, sen o şeyde, kanatları kesilmiş bir kuşsun; uç bakalım, uçabilirsen... Eşya ve hâdiselerin varlığı, kendisini, kendi zatî varlık hey'etinden evvel, bizim inanmamıza borçlu... İnandığımız herşey var; inanmadığımız hiçbir şey yok. Sustu, ince ve esmer dudaklarını buruşturdu, devam etti: -Sezmiyor musun ki, bütün kâinat misilsiz bir tılsım kavanozunda, birkaç ışık, renk, çizgi ve ses oyunu içinde kendi kendisine hiçbir vücut sahibi olmadan, sadece bir vücut fikri yüzü suyu hürmetine varlık şartlarına bürünen muhteşem bir yokluk plânından ibaret. Bu yokluktan o varlığa, tek bir geçit yol veriyor. Ruhumuzda kıl kadar ince bir geçit... İnanmak!... Bu âlemde insandan başka her unsur, tam ve mutlak bir inanma uykusunun huzuru içinde... Cemat, nebat ve hayvan, memur oldukları işlerin tam ve mutlak imanına bürülü... Halbuki inanmak, büyük ve sonsuz iman, inanmanın tâ kendisi, ruhu ve cevheri, insana mahsus... İnsan inanacaktır; ve bütün insanları peşi sıra götürecek...
··
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.