Gönderi

192 syf.
·
Not rated
1950’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Russell,Aylaklığa Övgü kitabında faşizm,eğitim,felsefe,ekonomi,sosyalizm,üretim,tüketim,kapitalizm,demokrasi,mimari eğitim gibi konulara değiniliyor.Benim en çok ilgimi çeken “Yararsız Bilgi” ve kitabın da adını alan “Aylaklığa Övgü” makaleleri oldu. Günde dört saat çalışarak da istenilen refah seviyesine ulaşabileceğimizi vurgulaması ilgimi çekti.Fazla çalışmak gerekli verimliliği getirecek diye bir kaide yok elbette verimli çalışıp dört saatlik bir çalışma da refah seviyesini gayet artırılabilir ve insanlık köleleşmekten kurtulabilir.Fazla üretip gereksiz tüketim döngüsüne girmek aslında bir çok şeyi beraberinde getirip faydadan çok zarara neden oluyor. “Belirli bir zaman içinde bir takım insanların çamaşır mandalı yapımında çalıştıklarını varsayalım.Bunlar günde sekiz saat çalışarak,dünyanın bütün mandal ihtiyacını karşılayacak kadar üretim yapmaktadırlar.Birisi çıkar,aynı sayıda işçinin aynı çalışma süreci içinde öncekinin iki katı mandal yapmasını sağlayan bir buluş kor ortaya.Ama dünyanın iki kat fazla mandala ihtiyacı yoktur;mandallar zaten o kadar ucuzdur ki,daha ucuza satılsa bile daha fazla satın alan olmayacaktır.Aklı başında bir dünyada olsa,bu durumda,mandal yapımıyla uğraşan herkes sekiz yerine dört saat çalışır, ama bunun dışında her şey yine eskisi gibi yürürdü.İçinde bulunduğumuz dünyada insanlar hâlâ sekiz saat çalışmakta,gereğinden çok sayıda mandal yapılmakta,bir takım insanlar iflas etmekte ve mandal yapımında çalışan işçilerin yarısı işten atılmaktadır.Bunun sonunda yine öteki planda olduğu kadar boş vakit kalır insanlara,ama bu sefer insanların yarısı çok fazla çalışırken,öbür yarısı tüm aylaktır.İşte,nasıl olsa kalacak boş vakit bütün insanlık için bir mutluluk kaynağı haline getirileceğine,bu şekilde ne yapılıp edilip evrensel bir sefalet kaynağı haline getirilmektedir.Bundan daha büyük bir delilik düşünülebilir mi?” Sıradan işçiler günde dört saat çalışsalardı hem her şeyden herkese yetecek kadar bulunurdu, hem de ortada işsizlik kalmazdı tabi, ufak çapta da olsa, aklı başında bir örgütün bulunduğunu varsayılarak. Bu fikir, hali vakti yerinde olanların hiç hoşuna gitmez, zira onlar, yoksulların boş vakitlerini nasıl kullanacaklarını bilmedikleri inacındadırlar. Beğendiğim bir kaç alıntı; Aylak sınıfı olmasaydı,insanlık barbarlıktan hiç bir zaman kurtulamazdı. EYLEMLERİM vicdanımın denetimi altında olduğu halde, GÖRÜŞLERİM bir devrim geçirmiş bulunuyor.(sf 9) Herhangi bir insanı yanılmaz kabul etmek tehlikelidir;bunun sonucu,zorunlu olarak insanı aşırı basitliğe götürür.(sf 88) Faşizm ve komünizm de,bir azınlık tarafından halkın önceden tasarlanmış bir kalıba zorla sokulması girişimidir.(sf 94) Ne kadar akıllıca olursa olsun,hiç bi kural,şefkatin ve düşünceli davranışın yerini tutamaz.(sf 172)
Aylaklığa Övgü
Aylaklığa ÖvgüBertrand Russell · Cem Yayınevi · 20211,330 okunma
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.