Gönderi

200 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 21 hours
“Kendiyle hesaplaşmaya cesareti olanlar için…”
İnsan… Sadece gördüklerimizden mi ibaret? Hayatın içinde karşılaştığımız, bir şekilde denk düştüğümüz, hayatı hayatımıza teğet geçen, bazen çok yakınımızda olan bazen sadece yol üstünde karşılaştığımız insanları ne kadar tanıyoruz? Görünüşü, anlattıkları, bakarak keşfetmeye çalıştığımız yaşamı bize onun hakkındaki gerçekleri ne kadar gösteriyor? Peki biz karşımızdaki insanları ne kadar tanımaya, anlamaya çalışıyoruz? Hakkında fikir edindiğimiz, yargı da bulunduğumuz insanlar gerçekten bildiğimiz, anladığımız gibi mi acaba? Hayır! Bir bakışla, bir sohbetle, bir iki sözle anlayacak kadar değil kimsenin hikayesi! “Üzerindeki örtüyü çeksek kim bilir neler çıkacak? Biz sadece olana bakıyoruz!” Örtüsünün altına saklanan, anlamaya çalışmadığımız insanlar çoğu zaman en yakınımızdaki eşimiz, annemiz, babamız, çocuğumuz, kardeşimiz, dostumuz oluyor hem de. “Neden sormuyor kimse birbirine derdini? Niye dinlemiyor?” Neden herkes derdini bir kambur gibi sırtında taşımak zorunda kalıyor. Belki herkeste aynı soru “anlatsak dinleyecekler mi, dinleseler anlayacaklar mı?” Nasıl diyordu yazar: “İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara.” Bazen insan içine dönüp kendi yarası ile yüzleşmekten dahi korkuyor. Kendinden dahi kaçıp duruyor hayat boyu. Sanki bir kez dönüp baksa yarasına, o yara da boğulup gidecek. “Yara var oldukça da bir tamamlanamama, hep bir yarım yamalak hissetme hali…Bu yarım hissedişi unutabilmek için de kendi kendinin üstünü örtüyor insan.” O yaranın uğultusu ile dünyadaki tüm güzel seslere, görüntülere, kokulara kapatıyor kendini. Kendisine faydası olamayanın başkasına da faydası olmuyor tabi ki. O zaman önce kendi yarasına dönmeli, içine bakmalı, samimiyetle kendi kendine yönelmeli insan. Yaralarını kabul edip şefkatle üstlerini sarmalı. Sonra da dışarı açılmalı en yakınlarından başlayarak elinin değdiği herkesi anlamaya çalışmalı. Bu kısacık kitapta ne çok gözyaşı saklı. Her insanın ne çok şey var içinde kimbilir kimsenin bilmediği. Sadece kendine sakladığı ve sakladıkça içinde katmerleştirdiği. En yakınlarına bile göstermediği, gösteremediği ve kendine saklaya saklaya her an biraz daha ağırlaştırdığı, içinden çıkamadığı… Ne çok anı ne çok duygu ne çok acı… Bazen bir kitap; bir yol açıyor insanın içinde, kendi derinliklerine inebilmek için. Derinliklere inmek sancılı olsa da iyi geliyor. Kendimizi ve hayatımızdakileri yeniden görebilmek umudu ile…
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20235.3k okunma
··
4 plus 1
·
394 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.