Gönderi

10.Beyit Şerhi 3
coşkunluk gibidir. Zira, sufi istilahatında mey, zevke bürün meye derler ki, salik'in gönlünde zuhur edip hoş vakit g terek onu sarhoş eder. Burdan şunu anlamak gerekir ki, aşk. hakikatte insana mahsustur; ney ve meye değil... Cin ve me leğe bile ihsan olunmamıştır. Diğeri hakiki yol ve gidiştir ki, ney ve mey'de olan aşk ateşi ve aşk coşkunluğu zatî muhabbete hamledilir. Nitekim Hadis-i Kutsi'de gelir: "Ben bir gizli hazine idim, bilinmek is tedim; halkı yarattım, ta ki bilineyim" Bu marifet hakikatte insana mahsustur, velakin bütün eş- yanın vücudu sevginin tecellisi üzerine bina kılınmıştır. Öyle ki, muhabbetin sırrı bütün mevcudata sâri ve bulaşıcı olduğu için, mahlûkatın hepsi tesbih edip konuşur; ve korku, haşyet ve di- ğer sıfatlarla vasıflanmışlardır. Nitekim Allah ehli bu mânayı idråk ile mevcudatın Hakkanî hayatlarını müşahede etmişlerdir. Mevcudat arasında, hususen insan ile âlem-i kebir arasında irtibat vardır ki, onu idrak etmek sırridir. Bu cihetten olarak, Fahr-i âlem ile Uhud dağı arasında muhabbet vaki olmuştur. gallelehnlegght vessellem Bu beyitté, ney ve mey'in kullanılması, Ney'in, insani vü- cud şeklinde ve mey'in dahi batınî zevk suretinde olması cihe- tindendir. Bu itibarla, ney ve mey, insanın mâna suretine işa- ret ederler. Diğer mevcudatta ise bu tarzda bir yakınlık yoktur. Yani, hakikatte ney ve mey, insan ve onun zevkinden ibaret- tir; zira bu âlem, insanın izah ve açıklamasıdır. Bundan anlaşıldı ki, mevcudata olan aşk, mutlak muhab- betine hamledilir. Ve zevk, meyin bâtını gibi daima coşkun- dur. Ancak mertebelerin nihayetinde aşk galeyanı kesilip, sırf muhabbet kalır. Ve âşık ile maşuk arasındaki irtibat bu mu- habbet iledir.]
Sayfa 54
·
20 views
Urungu okurunun profil resmi
Hakk Teâlâ emaneti sadece insana vermiş.Cin ve meleğe bile ihsan olunmamış.......
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.