Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İrade ile Arzu ayrımı üstüne
Çoğu kişi, insanın çeşitli şeylere ilişkin bilgisinin onun iştahının veya yöneliminin bir şeyden başka birine geçmesini sağlayan bir araç olduğunu pekala gördüğü halde, iştahı bu şekilde bir şeyden çekip ötekine yöneltenin ne olabileceği üzerine düşünmez. Öte yandan, bize göre bu eğilimin özgür olmadığını göstermek ve bir şeyden çekilip ötekine sürüklenenin ne olduğunu olanca netliğiyle gözününe serebilmek için belli bir şeyi ilk kez algılayan bir çocuğu gözümüzün önüne getirelim. Diyelim ki, ben çocuğa doğru, sesi kulağına hoş gelen küçük bir çan tutuyorum ve bu çocukta çana karşı bir iştah beliriyor. Şimdi, bu iştah veya arzuya sahip olmanın çocuğun elinde olup olmadığına bakalım. Elinde olduğunu söylüyorsanız, sorarım: Hangi nedenle? Daha iyi olduğunu düşündüğü bir şey nedeniyle olmadığı muhakkak, çünkü bütün bildiği bundan ibaret. Keza, bu durum ona kötü göründüğü için de olamaz, çünkü başka bir şey bildiği yok ve başına gelip geçmiş en iyi şey de bu haz. Ama belki de çocuğun sahip olduğu bu iştahı defetme özgürlüğü vardır? Buradan, söz konusu iştahın özgür irademiz olmadan içimizde baş gösterdiği ama içimizde onu bir kenera atma özgürlüğüne de aynı ölçüde sahip olduğumuz sonucu çıkar. Ne var ki, bu özgürlük incelenmeye yatkın değildir. Peki, bu iştahı ortandan kaldırıp onun yerine geçecek olan nedir? İştahın kendisi mi? Kesinlikle hayır. Çünkü hiçbir şey kendi doğası gereği kendi yıkımını amaçlamaz. O halde, çocuğu bu iştahtan saptırabilecek olan şey en nihayetinde ne olabilir? Doğanın düzeni ve işleyişi gereğince ona ilkinden daha cazip gelen bir şey tarafından etkilenmesinden başa hiçbir şey. -Baruch Spinoza
·
1 artı 1'leme
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.