Gönderi

236 syf.
3/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 37 days
Beğenmediklerimden (Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş İnceleme)
Beğenmediğim kitaplardan birinin incelemesiyle daha birlikteyiz. Kitabı anca bitirebildim. Öğretmenim sınav yapacağı için okudum ama sınava kadar her şeyi unutacağımdır. Kitabın kişisel beğenilerimin dışında da kötü bir kitap olduğunu düşünüyorum. İlk nedeni yayın evi. Bu kadar kötü editörlük, düzenleme, çevirme daha önce çok az görmüşümdür. Düzgün paragraf ayırmama mı dersiniz, diyalog yazamama mı dersiniz, arada üşenip çevirmeme mi dersiniz... Hepsi var. Diyaloglar iç içe yazılmış ve sadece bir virgül ile ayrılmış. Şahsen anlamada o kadar da zorluk çekmedim ama çok saçma. Bu şekil yazımı daha önce başka hiçbir yayında görmedim. Bir paragrafın başına çeviri bile yapmamışlar. Last but not least yazısını bildiğiniz çevirmemişler. (bkz.syf135) Sonuncu ama en önemlisi diye basit bir şekilde çevrilebilecek bir kelime grubunu niye çevirmezler anlamıyorum. Bir de çevirmemeyi uygun gördüklerinden değil büyük olasılıkla üşendiklerinden. Dipnot falan da yazmamışlar hakkında. Bunun gibi bir sürü yayınevi kaynaklı olduğunu düşündüğüm sorun var. Hepsi de ayıptır söylemesi okumamı zehir etti. Bütün günahı yayınevinde bulmayalım, yazarla beraber fifti fifti paylaşalım. Kitabı okuduğumda bir taslak okuyormuş gibi hissettim. Tamamlanmamış bitmemiş bir eser. Atılması ve eklenmesi gereken, düzenlenmesi gereken bir sürü mantık hatası var. Yazar sürekli kendisiyle konuşma içinde ama bu konuşma Oğuz Atay'ın vb. gibi değil. Eserde olmaması gereken en azından bana göre yakışıksız kalan bir şey. Kitapta yazar kendi kendi de bir sürü mantık hatası buluyor ve bunları hafiften hafiften düzeltiyor ama sanki geri dönüp eserin başını değiştirmeyi unutuyor. Bunlar da kitabı düzensiz kılıyor. Yazar ölüm karakterini uhrevi bir varlıklı mı yoksa basit bir iskelet gibi mi işleyeceğini bulamamış. Bir öyledir bir böyledir diyip durmuş. Kitapta üç sayfa sadece böcekleri anlatmış, bilgi vermişti. Hiçbir işlevi de yoktu oysa ki. Hemingway'ın da dediği gibi yazar yazacağı konu hakkında her şeyi bilmeli ama bildiği her şeyi yazmamalı. Sanki yazar bu konu hakkında araştırma yapmış da çıkarmayı unutmuş gibi. Yani anlayacağınız her bakımdan bir müsveddeyi andırıyordu eser. İçerik bakımından da doyurucu bir eser değildi. Kitabın ilk yarısı ölüm bir anda yok olursa insanlar ne yapara öteki yarısı da ölüme odaklanmış. İlk yarıda anlattıkları bir münazara maçında yapılacak 3 dakikalık bir analizden başka bir şey değil. Sanki bir roman değil de bir düşünce kitabı okuyormuş gibi hissettim. Yazar okuyucuya en azından bana o hissi bir türlü geçiremedi. Bu yüzden çok beğenmediğim bir kısım oldu. Ama ikinci yarı birincisinden beter. İkinci yarıda ölüme odaklanıyor. Ama ölümü uhrevi bir mantıkla işlememiş. 'Ölüm' dediğimizde aklımıza gelen, hissettiğimiz hiçbir şeyi işlememiş. 'Ölüm' yerine bir seri katili işlemiş bildiğiniz. Bir de en sonunda aşka gelip adamı öldürmeden vazgeçmesi berbattı. Kitabı anca bu kadar kötü bitirebilirdi bence. Kitabın dili çok basitti. Ama bu basitlik bile kitabın akıcılığını sağlayamadı. Benim için uzun ve çileli bir okuma serüveni oldu. Bittiği ve kurtulduğum için mutluyum. Sınav olmayacak olsaydık yarım bırakırdım tıpkı yazarın okuduğum ilk kitabı Körlük gibi. Oysa o kitabı çok beğenmiştim. Ele aldığı konuyu harika işlemişti. Okuyucuya yaşatabilmişti. O kadar gerçekçi anlatmıştı ki miğdem bile bulanmıştı. O zamana kadar bir kitabı asla yarım bırakmayan ben ilk kez bir kitabı yarım bıraktım. Bu kitapta sevdiğim tek şey fikir olmuş ama o fikir hiçbir şekilde iyi işlenmemiş. Kitabı beğenmedim ve bence kötüydü. Tabii 15 yaşında bir velet olduğumu hesaba katıp dediklerimi kala almayabilirsiniz ama ben bu kitabı size önermiyorum.
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011.9k okunma
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.