Gönderi

104 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Açıkçası bu kitaba inceleme yazabilir miyim bilmiyorum ama içeriğini zihnimde toparlamam için yazmam gerekiyor diye düşünüyorum~ Öncelikle kitap, ana karakter Jean- Baptiste Clamence'in ağzından anlatıyor. Anlatı, Clamence'in -sonradan onun gibi avukat olduğunu öğrendiğimiz- birisiyle konuşması, daha doğrusu ona kendini anlatması şeklinde ilerliyor. Yine daha sonradan öğreniyoruz ki bu kendini anlatma da Clamence için bir taktik aslında. Fakat böylece karakter direkt olarak okuyucuyla sohbet ediyormuş havasında ilerliyor roman. Kitapta aslında karakterin neyden neye dönüştüğünü ve itiraflarını okuyoruz. Camus bu yolla davranış, ahlak, özgürlük, suç, yargı ve hatta intihar gibi konuların altını irdeliyor. Mesela, karakterin herkese iyi davranarak aslında nasıl kendi egosunu tatmin ettiğini, nasıl kendini "lütfeden" konumunda hissettiğini anlatıyor. Görev bilinciyle yaptığı eylemlerin altında bir tür kendini tepede görme arzusu, yargıdan kaçınma ve mutluluk isteği olduğunu okuyoruz. Aynı şekilde "Masumiyetin cesedinin üzerinde yargıçlar cirit atıyor" (81) sözüyle de özetlendiği gibi masumiyeti kanıtlamaktansa suçlamanın ne kadar kolay olduğunu, aslında herkesin yargılamaya hazır bulunduğunu; bu noktada herkesin az çok birbirine karşı suçlu olduğunu ifade ediyor. İncil ve çarmıha gerilen Hz. İsa göndermeleriyle yasasız/suçsuz yargının varlığına ve insanların nasıl sözde "Tanrı adına" (80) insanı mahkum ettiğini anlatıyor. Bunların yanı sıra, karakter özgürlüğün ve bunu savunmanın aslından yalnız girişilen bir savaş olduğunu düşünüyor. Çünkü sen ne kadar savunursan savun özgürlük bir yerde baltalanır, şekil değiştirir (köleliğin yasaklanması ama aslında uygulamadan kalkmaması ve hatta dünya düzeninin köle-efendi ilişkisine itmesi gibi). Dahası insanlar kendi kendilerine efendiler seçerler, o efendiler yargılar, korkunç kurallar icat ederler. Bunu günahların bir kefareti; herkesin suçlu olduğu veya olma potansiyelinin olduğu düşüncesine dayanarak yaparlar. Fakat nitekim " ölüm yalnız başına gerçekleşir, kölelik ise ortaklaşa" (92) ve bunun farkına varan kişi kendini bile isteye bir düşüşün içine atabilir, Clamence gibi... Başta diğer Camus eserlerine olduğu gibi içine girmekte oldukça zorlandığım, ancak acele etmeden sindire sindire okurken çok keyif aldığım ve birçok yerin altını çizdiğim bir eser oldu
Düşüş
Düşüş
. Bu kadar ilgimi çekeceğini düşünmezken hakkında konuşmaya değecek birçok konu oluşturdu zihnimde.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 202315,4bin okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.