Gönderi

207 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 hours
İnsan insan derler idi
Biz de insanız. Çekindiklerimiz, kaçtıklarımız, korktuklarımız var elbet. Dahası. Dahası ne? Sevdiklerimiz var. Bu duyguları beslediklerimiz elle tutulur, gözle görülür bir cisim olmak zorunda da değillerdir. Bir düşünüştür mesela içimizi heyecanlandıran. Bir serzeniştir şiirde duyduğumuz mısralar. Bir muhabbettir kış günlerinde soğukta yol aldırıp da yüreğimizi ısıtan. O'nun nurudur, şu köhne dünyayı çekilir kılan. Nedir insanı insan yapan? İnsan bir arşın kefene sığar da koyabilir misiniz üç beş kelimenin içine? Sığdıramayız, olduramayız. Çabalarız ancak. Mükellef olduğumuz husus da bu kadardır zaten. Sefer bizden zafer Allah’tan. İnsan eşrefi mahlukattır ve de esfeli safilin. Sırf babamdan da duymadım bu sözleri. İlk Amentüm İsmet Özel’inki değildi tabii ki. Sözlüklerde de tanımı mevcut bu kelimenin. Bilmediğim bir kavram için ben de sizler gibi sözlükleri kullanırım. Sözlük demişken sözlüklerimizin de çarşaf çarşaf kağıtlardan ibaret olmak zorunda olmadığını hatırlayalım. Bir arkadaşımın babası sözlüğüydü mesela. Arkadaşım babasına kelimeleri sorar babası der ki: “Bu kelimenin kökeni şudur, hatta şu kelimeler de bu kelimenin aslından türemiştir…” Ne âlâ sözlük ama? Siz de arayın hocam. Sözlük arayın yüreği olan, sözü size özel vardıran. Benim şu an yanımda değil yüreği olan, bana münhasır söz vardıran; kağıtlardan oluşmuş bir sözlüğüm bile yok. Sade bu satırları yazdığım tuşlara basmakla ulaştım insan’ın sözlük tanımına. Nasıl tanımlanmış bakalım: “Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı; adam, âdem, âdemoğlu, insanoğlu, kişioğlu, beniâdem, benibeşer, fâni.” Yani diyorlar ki efendim, o kadar kültürel yetkinliklere sahip, düşünme kapasitesi gelişmiş, olaylar üzerinde akıl yürütüp sonuçları üzerinde etki sahibi… Canlı yani. Capcanlı. Da… Da, ne? “Fani” Böyle bitiyor tanımı işte. Bu dünyada bu kadarcık. Sonun var bu dünyada. İnsanlık tarihi boyunca tartışmış, felsefi uzmanlık alanları geliştirmiş. Birileri düşünüyorum ya varım işte demiş. Bazısı hiçiz demiş. Varsın bu dünyada da bir yere kadar işte. Hiç’teki “he” harfinin de iki gözü iki çeşme. Ağlayıp durur. Artık ağlamasını duyan da yok. He’nin he’liği mi kaldı? İnsanı tanımlayabildik mi? Zannımca hayır. Olsun, gayret bizden… Nur kitabının bu yukarıdakilerle ne alakası var, sorusu hakkınızdır. Nur bana beni hatırlattı. İlk kitabımdı Kutlu’dan okuduğum. Daha sonrasında Kutlu’nun kitaplarındaki insan tanımını o kadar çok sevmiştim ki bu incelemeye de insan tanımı ile başlamak istedim. Zaten sanat insana hitap etmiyor mu? İster toplum ister sanat için olsun. Sanat, insana sanat değil mi? Madem Kutlu’nun kitabını konuşuyoruz, Kutlu sözlüğünden sanat tanımına bakalım. “Sanat tanrıyı taklit değil, O’nu tasdikdir.” Kitap ne anlatıyor sorusuna cevap vermeyeceğim tamamıyla. Kutlu’nun birçok kitabında olduğu gibi çokça hayatın içinden. Ne anlattığını söyleyince Kutlu okumamış olanlar “Ne var yani?” diyebilirler. Cevap basit, ben varım ama sen de varsın. Biz varız. Şu an var. Sıradan, tekdüze hayatın içindeki kaçırdığımız güzellikler var. İğde var mesela. Kitabı ilk okuyuşumdaki zamanlarda iğde kokusunun kitapta farklı yerlerde birden fazla kez geçmesi bende de iğde kokusunu merak ettirdi. Anlayabiliyorum aslında arkasında iğde kokusu bırakıp gitmeyi. Ama bilmiyorum ki iğde nasıl kokar? Dışarıda yürürken bir dükkanın önünde iğde kolonyası yazısını görmüştüm. Abiye sordum, koklayabilir miyim iğde kolonyasını? Evet, dedi. Açık konuşmak gerekirse alkol biraz genzimi yakmış, iğdenin zevkine varamamıştım. Halen de bilmem iğde kokusunu. Ama öğreneceğim, bileceğim. Kitapta iğde, ıhlamur çiçekler var; insan tabiat var. Ee, daha? Daha ne olsun? Sade bir anlatım vardır Kutlu’da. Ama şiirsellik de var. Aklımıza kim gelir sade şiirleriyle gönüllere dokunan denince? Yunus gelmesin de kim gelsin? Zannediyorum ki Kutlu’nun hiçbir kitabı yoktur ki Yunus Emre’den bir beyit sıkıştırmamış olsun. İnsana zevk verir bu beyitler. Şırası az şerbettir mütevazı edebiyat sofrasındaki. Sade Yunus da değildir Kutlu’nun faydalandığı. Akif’i de bilir, sayar. Akif’in sözüne nisbetle yazar. Şayet biz insanlara hisli bir yürek lazım. Bu mesajı almış, bu uğurda mürekkep akıtmış Kutlu. İşte böyle. Senden benden bahsediyor. Çoğu kitabını severim ama Nur bir başka. Bu benim anlam yüklememden de kaynaklanabilir elbette. Diyorum ki iyi ki Nur’dan başlamışım okumaya Kutlu’yu. Bana çokça faydası dokundu kitaplarının. Hissettirdi, hatırlattı. En önemlisi ise dikte etmedi bana. Nur siz okurlara da Nur olsun.
Nur
NurMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20144,046 okunma
·1 quotes·
311 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.