Gönderi

Milgram Deneyi (İnsanlar nereye kadar otoriteye itaat eder)
Peki ama soykırım, My Lai ve diğer kitlesel felaketlerin yalnızca kötü, psikopat insanların suçu olmadığını; her türden insanı etkileyen, güçlü sosyal kuvvetlerin söz konusu olduğunu nasıl kanıtlayabiliriz? Bunun için sosyal baskıyı laboratuvar ortamındaki kontrollü koşullarda incelememiz gerekir. Sıradan vatandaşlardan bir örneklem oluşturup onları çeşitli sosyal etkilere maruz bıraktıktan sonra nereye kadar uymacı ve itaatkar davranacaklarını inceleyebiliriz. Deneyi düzenleyen bir araştırmacı, sıradan insanları masum bir insana şiddetli acılar yaşatmak gibi ahlak dışı eylemlere yöneltebilir mi? Stanley Milgram (1963, 1974, 1976) işte bu sorunun yanıtını arıyordu ve sosyal psikoloji alanındaki en ünlü çalışmalardan birine imza atacaktı Milgram'ın çalışmalarından birinde katılımcı olduğunuzu düşünün. Gazetede bellek ve öğrenme üzerine bir çalışma için katılımcılar arandığını söyleyen bir ilan okuyorsunuz. Laboratuvara geldiğinizde biraz topluca, 47 yaşlarında, sakin görünümlü bir katılımcının daha orada olduğunu görüyorsunuz. Beyaz bir laboratuvar gömleği giyen deney görevlisi birinizin öğretmen, diğerinizin öğrenci rolünü oynayacağını söylüyor. Bir şapkadan kağıt çekiyorsunuz ve öğretmenlik rolü size düşüyor. Göreviniz diğer katılımcıya eşleştirilmiş bir dizi sözcüğü öğretmek (örneğin, mavi-kutu, güzel-gün) ve onu test etmek. Deney görevlisi, çalışmanın amacı cezanın öğrenme üzerindeki etkilerini araştırmak olduğu için, diğer katılımcı hata yaptığında ona elektrik şoku vereceğinizi söylüyor. Diğer katılımcının yani öğrencinin- bitişik odadaki bir iskemleye kayışlarla bağlandığını ve koluna elektrotların yerleştirildiğini görüyorsunuz. Siz de üzerinde 15 voltluk artışlarla 15'ten +50 volta kadar yükselen, farklı şok düzeylerini kontrol eden 30 düğme bulunan bir şok üreticinin önüne oturuyorsunuz. Düğmelerin yanında, fotoğraflarda görebileceğiniz gibi, "Düşük Şok"tan başlayıp "Dikkat: Şiddetli Şok"a ve oradan da en yüksek düzeylerde, pek de hayırlı görünmeyen "XXX" işaretine kadar çeşitli etiketler bulunuyor. Deney görevlisi ilk hatasında öğrenciye en düşük düzey olan 15 voltluk bir şok vermenizi ve bunu izleyen her hatada şoku 15 volt arttırmanızı söylüyor. Şokların nasıl olduğunu anlamanız için de size, gerçekten acı veren 45 voltluk bir şok uyguluyor. Sözcük çiftlerini öğrenciye okuduktan sonra sıra test aşamasına geliyor. İlk sözcüğü okuduktan sonra okuduğunuz dört sözcük arasından eşini seçmesini istiyorsunuz, öğrenci önünüzdeki paneldeki ışıkları yakan dört düğmeden birine basarak yanıt veriyor. Öğrenci ilk birkaç soruyu doğru yanıtlıyor ve her şey yolunda gidiyor. Sonra yanlış yanıtlar vermeye başlıyor ve siz de söylenileni yapıp sok vermeye başlıyorsunuz. Bu noktada büyük olasılıkla uygulamak zorunda kalacağınız şokların sayısı ve şiddeti sizi endişelendirmeye başlıyor. 75 volt düzeyine çıktığınızda hoparlör aracılığıyla diğer katılımcının acı içinde, "Ah!" dediğini duyabiliyorsunuz. Belki de duraksayıp deney görevlisine ne yapmanız gerektiğini soruyorsunuz. Görevli, "Lütfen devam edin" diyor. Öğrenci hata yaptıkça şok vermeye devam ediyorsunuz. Öğrenci, "Ah! Yeter artık, çıkarın beni buradan," diye bağırıyor. Büyük bir kaygıyla deney görevlisine bakıyorsunuz. "Deneyin başarılı olması için devam etmeniz gerekiyor" diyor. (bkz. Şekil 8.8). Ne yapardınız? Sizce kaç kişi deney görevlisinin sözünü dinleyip en yüksek düzey olan 450 volta kadar çıkmıştır? Yale Üniversitesi'nde okuyan psikoloji öğrencilerine bu soru sorulduğunda katılımcıların yalnızca yaklaşık %1'inin en yüksek düzeye çıkacağı tahmininde bulunmuşlardı. Orta sınıf yetişkinlerden ve bir grup psikiyatrdan oluşan örneklemin tahmini de buna yakındı, öte yandan, uyma konusunda okuduklarınızdan sonra belki siz bu kadar da iyimser olmayabilirsiniz. Hiç kimse Yahudi Soykırımı gibi felaketlerin yaşanabileceğine inanmıyordu ancak yaşandı. Milgram'ın deneyindeki katılımcıların çoğu da otorite figürünün baskılarına boyun eğecekti. Uygulanan en yüksek şok ortalama 360 volttu ve katılımcıların %62,5'i 450 voltluk en üst düzeye kadar çıkmıştı. Katılımcıların tam olarak %80'i, daha önce kalp rahatsızlığı olduğunu söyleyen öğrenci rolündeki katılımcının "Çıkarın beni buradan, çıkarın beni buradan! Kalbim sıkışıyor. Çıkarın beni buradan! Dayanamıyorum. Artık deneye devam etmek istemiyorum," diye bağırdığını duymasına karşın şok uygulamaya devam etmişti. (Milgram, 1974, s. 56)
Sayfa 475Kitabı okudu
·
1 plus 1
·
32 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.