Gönderi

Gözümün Nuru Sinesafım, Sitemkâr mektubunu aldım. Dünyada şimdiye kadar hissetmediğim bir üzüntüyle okudum. Sen bundan evvelki mektupta aşçıdan veresiye yemek yediğim akşamın ertesi günü Behice Hanım yine gelip teklifini tekrar ettiğinde hırsımdan, hiddetimden ağladığımı yazışımın güya artık sefalete katlanamayacağım gibi bir manaya geldiğini zannederek malum teklifi kabul de özgür olduğumu yazıyorsun. Bilemem ki sadakatte sebatımı nasıl yeminlerle sana ispat edebilirim. Lakin yemine ne hacet! Sen bilirsin ki gönül denilen şey ikiye bölünemez. Sen bilirsin ki aşk ortak istemez. Sonraki saadete tamah edip de bugün Behice’nin teklifine razı olmak tıpkı sonra şifası bulunacağı ümidiyle bugün zehir yemeye razı olmak demek olduğunu bilmeyecek kadar ahmak olmadığımı sen de teslim edersin. Hem bu teklifi kabul zaten bana ait değildi. Ben meselenin hallini sana havale etmiştim de sen razı olmamıştın. Şimdi bana, “Kabulde özgürsün” demek teklife senin razı olduğunu meydana koyar. Bu ise artık benden soğuduğuna ve “Ölüm Allah’ın emri” diye birbirimize verdiğimiz sözü unuttuğuna delalet eder. Eğer iş böyleyse eyvah ki dünyada benden talihsiz kimse yokmuş demek olur. Paşa dayımdan pek beyhude yere ayrılmış olurum. Lakin yine ben bu zanda bulunmam. Ben yine olan ümidimi kesmem. Sen beni terk etsen bile ben seni terk edemem. Ben bir kere “Ölüm Allah’ın emri” dedim. Bu sözden dönmem. İşte söyleyeceğim söz bu kadar. Artık benim hakkımda ne zanda bulunursan özgürsün kuzum. Ruhum Efendim, Dün gönderdiğin pusulayı aldım. Seni tekrar satılığa çıkaracakları hakkında söylenilen sözlere sakın kulak verme. Bunlar da hep Behice’nin hilelerindendir. Paşa mademki zorluyor, sıkıştırıyor, ihtimali yoktur ki seni tekrar satabilsin. Şayet satılığa çıkarırlarsa çalış çabala da çıkma. Çünkü senin hesabın yanlıştır. Ben nereden para bulurum ki seni satın alabileyim. Artık pantolonumu yamalıyorum. Hatta bu mektubu getiren bohçacı karıya burada verecek bir mendilim bile olmadığından bahşişini senin vereceğini güç bela temin edebildim. Bize bundan sonra ümit yalnız Allah’ın lütuf ve keremidir. Yoksa elimizden hiçbir şey gelemeyecek. Gelemeyecek değil, ihtimal ki yann bir şey zuhur eder. Lakin bugün şu saate kadar çaremiz yoktur.
Ahmet Mithat Efendi
Ahmet Mithat Efendi
Ölüm Allah’ın Emri
Ölüm Allah’ın Emri
Ölüm Allah’ın Emri (Ciltli)
Ölüm Allah’ın Emri (Ciltli)
··
3 plus 1
·
288 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.