Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

348 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Saklı Bahçeler Haritası İnceleme
Saklı Bahçeler Haritası, Başak Kablan’ın Instagram hikayesinde görüp direkt aldığım bir kitaptı. Kurguya çok fazla ihtiyaç duymamdan mı yoksa Başak Kablan’ın önerdiği kitaplara olan güvenimden mi bu kadar hızlı sepete eklediğimi, yazar hakkında hiçbir şey duymamış olmama rağmen beğenip beğenmeyeceğimi bilmeden kitabı alışım aslında alışılmışın dışındaydı. Bu da sanırım şu ana dek yaptığım en hızlı alışveriş olduğunu gösteriyordu. Kitap elime birkaç gün içerisinde ulaştı ve koca gözlerini bana dikip onu okumam için baskı yapmaya başladı. Benim de hikayelerin içine girme fobim var sanırım, ilk başlarda kitabı okumak çok zorlaşıyor. Fakat ona alıştıkça içine kapılıyorum ve sonunda da bir süreliğine kitabın içine hapsoluyorum. Okumanın güzel yanı da bu, nefes almayan karakterler sana nefes aldırırken yaşamadığın hayatı gözlerinin önüne sürüyorlar. Onlara dokunamazsın ama okuyabilirsin, şahit olabilirsin diyorlar bir nevi. İşte bu kitaba başlama yolculuğum kitabın baskısıyla olmuştu. İlk başta hikayenin içine giremedim bunu kabul ediyorum. Yeni karakterleri tanımak, onları özdeşleştirmek zordu. Hikaye önce gelecekten bir kesitle başlıyor. Sonraki bölümde de 1960 yılından mektuplarla devam ediyor. Öyle ki aslında üç hayat birden okuyoruz ve her birinin yaşadıklarına aşina olmak benim için epey bir süre aldı. Ama hikayeleri ruhumla arkadaş olduğunda işte kitap artık benim hayatım olmuştu. Suad ben, ben Suad olmuştu sanki. Uyumadan önce kendi kendime hikayenin devamını kurguladığım anlar aklıma geldikçe kendi kendime gülümsüyorum beyhude. Yazarın dili o kadar hoşuma gitti ki. Yazdığı metaforlar, anlattığı olayları ve her şey resmen içime işledi. Okumaya ilk başladığımda yanımda kalem taşımıyordum ama sonra kalemsiz kitabı okuyamaz oldum. İçinde o kadar çok unutmak istemediğim cümle vardı ki bir süre sonra yeniden okuyacağıma adım kadar emin olmuştum. Kitapları okurken dikkat ettiğim özellik genelde dil oluyor benim. Yazarın anlatım gücü beni büyülerse o kitap artık en sevdiklerim listesine ekleniyor. Yalın bir dille, zorlama betimleme yapılmadan yazılan o cümleler ilmek ilmek işlendiğinde yüreğime ve gizli kalmış duygularımı eliyle koymuş gibi bulduğunda benden daha hayran biri kalmıyor geriye. Dediğim gibi yazarın kelimeleri kullanma biçimi çok hoşuma gitti, benzerliklerimizi bu şekilde gün yüzüne çıkarması beni hep tebessüm ettirdi. Hal bu olunca diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlandığımı söylemek isterim. Lisedeyken edebi akımları işlemiştik ve en çok ilgimi çeken kesinlikle natüralizmdi. Bihter’in en çok benzemeye korktuğu kişi olan annesine dönüşmesini hayretler içerisinde izlemiş biri olarak, günümüz hikayelerini peyderpey gözlemleyerek bu günlere gelmiştim sonuçta. Öğrendiğimiz bir gerçekliğin varlığını hissettirmesi daha özel kılıyor benim için bu akımı. Saklı Bahçeler Haritası’nda da aynı akım etkiliydi, yazar bunu üstünü çize çize anlatıyordu. Kitap benim için ters köşe değildi ama ne olacağını bile bile okumuş olmak bile merak duygumu veya ruhumu doyurmaya yetmedi. Kitabın konusundan daha fazla bahsetmek istiyorum ama spoiler vermeden nasıl yaparım, inanın bilmiyorum. O yüzden en iyisi arka kapak yazısını buraya bırakmak olacak. ''Bir yayınevinin genel yayın yönetmeni olan Rıdvan bir sabah masasında elli üç yıl önce yazılmış iki mektup bulur. Başta mektupların yanlışlık sonucu masasına bırakıldığını düşünerek bunun üzerinde durmaz. Ancak mektuplar en umulmadık zamanlarda gelmeye devam eder. İki kız kardeşin birbirlerine yazdıkları mektupları kendisine kimin, ne amaçla gönderdiğini bulmaya çalışan Rıdvan bir yandan da mektuplardaki, geçmişten günümüze uzanan gizemi çözmeye çalışır. Nermin Yıldırım aynı dönemde, ayrı coğrafyalarda yaşamış iki kadının ortak kaderini yaklaşık otuz yıllık bir zaman dilimine yayarak yakın tarihe ayna tutuyor. Yeni baskısı hep kitap’tan çıkan Saklı Bahçeler Haritası gerilim ve merak unsurunun hiç eksilmediği, ustaca kurgulanmış olay örgüsüyle çok hikâyeli, sarsıcı bir roman. '' Suad’ın hikayesi kadar Rıdvan’ın hikayesi de bana dokundu. Hangimiz Rıdvan gibi hissetmiyoruz ki çoğu zaman? Romandaki adı geçen herkesin bir sorunu vardı ve bu o kadar doğaldı ki. Aslında birdi tüm insanlık. Kitaptan çıkardığım sonuçların zihnimde açtığı savaş beni bir süre alaşağı etti ama kitabı okuduğuma değdi. Klasikleşen bir konuyu yazarın güzel anlatımı sayesinde bu kadar beğendiğimi itiraf etmeliyim. Çünkü ben normalde mektuplu kitapları beğenmem. Ama bu kitap tüm yargılarımı kırmış oldu. Zaten bir romanı beğenmemizin sebebi konusunun orijinalliğinden çok içinde kendimizi bulmamız değil midir? Kendimi kaybolmuş hissettiğim şu dönemde bana yerimi hatırlattığı ve sorunlarıma kaçış yolu olduğu için minnettarım. Yazarı okumaya kesinlikle devam edeceğim.
Saklı Bahçeler Haritası
Saklı Bahçeler HaritasıNermin Yıldırım · Hep Kitap Yayınevi · 20182,219 okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.