Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Gelin kızın ölümü
Yavuz Bülent Bakiler’in altısı kız, altısı erkek on iki kardeşi vardır. Fakat bunlardan sekiz tanesi küçük yaşlarda vefat eder. Geriye iki kız kardeşi (Nuran, Şükran), ve tek erkek kardeşi (Naci) kalır. Şairin babası Cezmi Bakiler’in tayini Sivas’tan Antep’e oradan da Malatya’ya çıkar. Bu dönemde kardeşi Nuran, 13-14 yaşındayken Malatya’da elektrik çarpması sonucu vefat eder. Yavuz Bülent, kardeşinin ölümünden sonra her gün kız kardeşinin mezarına gider. Kız kardeşinin mezarı başında ölüm temalı şiirler kaleme alır. Bir Ölünün Mektubu ve Gelin Kızın Ölümü adlı şiirleri bu döneme aittir. Bir Ölünün Mektubu şiirini de edebiyat öğretmeni Mustafa Ateş’e ithaf eder. “Oyuncaksız, salıncaksız küçük ölüler Yeni arkadaşlar tanır. Kimse ağlamaz ki zaten burada Büyük ölülerden utanır. “Öldük te kurtulduk Allaha şükür” Bir ölü arkadaş hep böyle söyler. Bize yanmak bilmem nenize gerek Kendi halinize ağlayın siz diriler…” Bakiler henüz küçük yaşlarda yaşanan ölümlerden bahsederken ölümün soğuk yüzünden bahsetmemiştir. Çünkü onlar günahsız çocuklardır. Nasıl dünyada saf bir şekilde yaşamışlarsa öldükten sonra da huzur içinde olacaklardır. Bu sebepten şair için onların ardından üzülmek anlamsızdır. Asıl bu dünyada yaşayan insanların hallerini düşünüp ağlaması gerekir. Gelin Kızın Ölümü adlı şiirinde: “Bir gelin gömdüler telli duvaklı İnsan bakmaya kıyamaz. Garipçe yatar kabrinde gözleri ağlamaklı Elleri beyaz beyaz…” Şair bu dizelerde ablasının ölümünden duymuş olduğu üzüntüyü dile getirmiştir. Bakiler, henüz hayatının baharında, gelinlik bir kızken vefat eden ablasına bakmaya bile kıyamaz. Gelin kız garipçe yatar kabrinde çünkü hayatı yarım kalmıştır. Tüm güzellikleriyle gözü yaşlı bir şekilde göçüp gitmiştir. Yavuz Bülent Bakiler de bu erken ölümü öyle içten duygularla ifade etmiştir ki şiirleriyle tanınmaya başlanmıştır: “O ölüm şiirlerini, o yıllarda, İstanbul’da çıkan “Türk Sanatı” dergisine gönderdim. Derginin sahibi ve başyazarı Abidin Mümtaz Kısakürek, bana uzun bir mektup gönderdi. Özet olarak diyordu ki: “Artık sen de, bizim dergimizin şairleri arasındasın. Her sayımız için bize şiir göndermelisin.” Bir lise öğrencisi için o mektup çok teşvik edici ve heyecan vericiydi. İşte böyle; 1953 yılından beri şiirlerim ve yazılarım çeşitli dergilerde çıkıyor” . Ölüm, Nuran Bakiler için bir son olsa da abisi Yavuz Bülent’in şairlik yolunda başlangıcı olmuştur. Çeşitli dergilerde şiirleri çıkmaya başlayan şair böylece tanınan şairler arasında yerini almıştır.
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.