# spoiler içerebilir #
bir önceki kitabımız 
Fırtınalar İmparatorluğu'unda ortadoğu ve balkanların en yakışıklı, en içli ve en derbeder yüzbaşısı chaol, kralın içine yerleştirilmiş bir valg prensi tarafından belden aşağısı felç bırakılacak şekilde yaralanınca, aelin onu hem iyileşmesi hem de kıtanın kağanını savaşta müttefiki olması için ikna etmek adına torre cesme'ye gönderir. chaol burada savaş için ordu ve donanmalarla birlikte bir şeyi daha bulacaktır; aşkı...
kağan, intihar ettiğine inandığı ama aslında cinayet şüphesi taşıyan çocuğunun yasını tutarken chaol ve nesryn'in kağanlıkta kalmasına müsade ediyor ve biz okurları da büyüleyen bir kıtayı okuyoruz. çoğu yerde türk esintileri görmek mümkün çünkü yazar bu kıtadaki düzeni yazmak için moğollar ve cengizhan ile alakalı araştırmalar yapmış ki bence çok başarılı bir kitaptı.
yrene, okuması çok keyifli karakterlerdendi. kıvrak zekası ve becekli elleriyle chaol'ü hem iyileştirdi hem de aşık etti. gemideki son sahnelerini okurken gözlerimden resmen kalp çıkıyordu.
nesryn'i hep soğuk ve duygularını belli edemeyen bir karakter olarak düşünmüştüm fakat sanırım bam teline basan ve onunla aynı hamurdan yoğrulan birine ihtiyacı varmış...
kitap belli bir kısma kadar önceki kitapla aynı zaman akışına sahip ve neredeyse sonuna kadar öyle ilerliyor. sonrasında ise öğrendiklerim beni şoktan şoka soktu. maeve ve tüccar hakkındaki gerçekler özellikle beni en çok etkileyen gerçekler oldu.
serinin son kitabına başlamak için heyecanlanıyorum zira tüm seri boyunca ince ince işlenen ve hazırlanan savaş artık kapıda. aelin hiçbir şeyi yokken artık tacı ve ülkesi için savaşmaya hazır, ejderhalara, donanmalara, güçlü feylere, müttefik krallara ve kağanlara, cadılara ve şekil değiştirenlere sahip bir kraliçe.
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.