Gönderi

·
Puan vermedi
Postacılar
Bilmiyorum...Sevip sevmediğime karar veremedim doğrusu ... Kitabın sonundaki "...bu iş süresince keyif alarak yaşayabilmek için bazı şeyleri anlamanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim.Hic kimse önemsiz değildi, her birimiz , her gün ya bir medeniyet kurmak ya da tam tersine dünyayı yok olmaya terk etmek arasında seçim yapmak zorundaydık,en ufacık şeylerde bile üstlenmemiz gereken bir görev vardı." bölümü iyi ki okumuşum dedirtti . Yazarın "Miras" adlı kitabı kadar etkilemedi beni. Ama çevresindeki kişilere daha yumuşak, anlayışlı bir yerden bakmasi iyi geldi. . 17.Roman 'la aynı zamanda okumam ve her iki yazarın Norveçli olması, içerik olarak da yakın durmaları nedeniyle ister istemez sürekli karşılaştırdım okurken.İskandinav huzursuzluğu/yalnızlığı diye bir şey var galiba. Her iki kitap da Kierkeegard 'da göndermeler yapıyor.Ama Dağ Solstad 'ı çok daha güçlü buluyorum . Bu kitap ne anlatıyor diye soranlar olacak illa ki : Ellinor 35 yaşında, iletişim danışmanlığı şirketi ortağı, yalnız yaşayan,annesi ve kız kardeşiyle mesafeli bir ilişkiye sahip, erkek arkadaşıyla mutlu mu mutsuz mu anlamadığım bir kadın.Huzursuz, sıkıntılı...2000 yılında yazdığı bir günlüğü okuyunca şaşırır, sarsılır. Tam o günlerde iş arkadaşı Dag'ın işini devralır.Yeni reforma karsı Posta İşçileri Sendikası 'nı temsil edecektir. . Postacıların hikayeleri güzeldi.Ama süreç uzadıkça sıkıcılaştı . . Büyük laflar etmeden , alçak sesle söylenen kimi cümleler çok güzeldi: "Hayatta olduğun sürece umut vardır." "İnsan tutkularını gerçekleştirmediğinde ne tür bir utanç duyuyordu acaba?" . .
Postane Günlükleri
Postane GünlükleriVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 2023369 okunma
·
204 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.