Gönderi

354 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Unutamayacağım bir baş yapıt...
Drina Köprüsü, Bosna, Sırbistan arasında bir köprüdür. Köprünün bir tarafında Müslümanlar diğer tarafında Hristiyanlar yaşamaktadır. Köprü Sokullu Mehmet Paşa’nın devşirme yıllarından hayali olarak yapılmıştır. Köprünün yapımında Mimar Abid Ağa çalışmıştır. Abid Ağa çok gaddar bir insandır. Kimseye göz açtırmaz. Herkesi köprüde karşılıksız çalıştırır. Köprüye zarar vermeye kalkanları cezalandırır. Radisav zulümlerden bıkar ve köprüye zarar verir. Böyle olunca Abid ağa onu cezalandırır ve öldürür. Zulümleri padişaha kadar gider. Görevden alınır. Köprü için Arif Ağa çalışmaya başlar. Herkese emeğinin karşılığını verir. Halk tarafından sevilir. Köprü şehir için aşkların, hayatların merkezinde yer almaktadır. Bir gün Sokullu Mehmet Paşa suikastta uğrar ve şehit olur. Hüznü şehre çöker. İlerleyen yıllarda köprü tamamlanır. Osmanlı Devleti zayıflama başlayınca Sırplar kuvvetlenir. Avusturya – Macaristan bölgede hakimiyet elde etmeye başlar. Demir yolları yapılmaya başlanır. Daha sonraki aşamalarda şehir zapturapt altına alınır. Zulüm baş gösterir. Sırplar zulüm eder. Müslümanlar umutsuz, Hristiyanlar güvensiz olur. Savaşların ardından bölge gelişmeye başlar. Oteller, ticarethaneler açılır, makineler getirilir. Kağıt paralar ve bankalar ortaya çıkar. Drina Köprüsü değerlenir. Bölgeye ciddi katkıları olur. Dünya düzeni değişir yeni bir düzen kurulur. Köprüdeki dükkanını hiç terk etmeyen Ali Hoca da rahmetli olur. Kahramanlar Sokullu Mehmet Paşa: Devşirme olarak Osmanlı Devleti’nde görev almış zattır. Abid Ağa: Mimarbaşıdır. Arif Ağa: Mimar başıdır. Radisav: Drinalı bir insandır. Ali Hoca: Drinalı bir tüccardır. Yazar kitaba Drina nehrini, köprünün bulunduğu kasabayı ve yörenin coğrafyasını anlatarak başlar. Kitabın yazıldığı tarihte köprü için söylenenler, köprü hakkındaki efsanelerden bahseder. Daha sonra 350 yıl kadar geriye, köprünün henüz Drina üzerinde bulunmadığı yıllara dönülür ve o çağdaki yaşamdan bahsedilir. İleride Sokullu Mehmet Paşa diye anılacak olan çocuğun, yeniçeri ağasının Balkanlardan topladığı diğer Hristiyan çocuklarla birlikte nasıl İstanbul'a götürüldüğü anlatılır. Ardından yazar köprünün yapılışını anlatır. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa geldiği yer olan Bosna-Hersek’e ölümsüz bir eser bırakmak niyeti ile Drina nehri üzerine bir köprü yaptırmak ister. Yerli halk ilk başta ne olduğunu anlayamaz. İnşaatın uzaması ve inşaatın başındaki Abid Ağa'nın baskıları sonucunda halka yılgınlık gelir ve ahalî köprünün tamamlanmasını istememeye, köprünün hayır getirmeyeceğini düşünmeye başlar. Yazar, bu sırada inşaatı sabote etmek isteyen Radisav'ın kazığa geçirilişini tüm ayrıntılarıyla anlatır. Köprü inşaatı Abid Ağa'nın baskıcı tutumu yüzünden cezalandırılmasından sonra hızlanır. Köprünün yapılması sırasında her bölümde olduğu gibi tarihe ışık tutan yerli halkın yaşantısı aralara serpiştirilmiş olarak bulunmaktadır. Köprünün baştan itibaren yapılışına pek hoş bakmayan yerli halk köprü bittiğinde o zaman için olağanüstü olan bu eser karşısında hayranlığını gizleyememiş ve köprünün yapılışına çok sevinmiştir. Bundan sonraki birkaç bölümde Osmanlıların balkanlardan çekilişi anlatılır. 30-40 yılda bir tekrarlanan su baskınları ve Sırp isyanları âdeta köprünün gözünden aktarılır. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Avusturya işgali başlar. Yerli halk (Hristiyan ve Müslümanı ile) uzun süre Osmanlı idaresine alışmış iken bu yeni idare başta çekingenlikle karşılanmıştır. Fakat bir süre sonra yeni idareye alışıp yeni hayat biçimini benimsemişlerdir. Gelişen hayat koşulları, ticaretin ilerlemesi Avrupa'nın belirli sahalarda Osmanlının önüne geçmesi ile dünyada pek çok şey değişmiş ve kasabada bu değişik hayat tarzına alışmıştır. Fakat belki bir süre sonra yeni medeniyetin kötü yanları ortaya çıkmaya başlamıştır. Ekonominin de bir süre sonra kötüye gitmeye başlaması, milliyetçi akımların ilerlemesi; Sırpları bağımsızlık için isyanlar çıkarmaya teşvik etmektedir. Küçük çaplı isyanlar yavaş yavaş büyür ve Balkanların her yerinde kanlı mücadeleler başlar. Gittikçe kötüye giden koşullardan sonra, her şey iyi olacak diye umut belirdiği anda Avrupa'da siyasi cinayetler sonucu I. Dünya Savaşı patlak verir. Drina nehri üzerine yapıldığı tarihten itibaren kasaba ile birleşen köprü acımasız savaşta kısmen yıkılarak Balkan tarihindeki yerine son noktasını koyar. İvo Andriç köprünün yapılışından 20. yüzyılın ortalarına kadar Balkanlarda olan olayları ve Balkan insanın yaşantısını ve kozmopolitliğini köprü üzerinden anlatmaktadır. Drina Köprüsü bir romandan ziyade bir tarih kitabı gibi olayları sosyal yönleriyle de içeren bir kitap olarak göze çarpmaktadır. Ancak yazar olayları anlatırken bir kronikçi gibi davranmamış; esere bölgenin masallarını, efsanelerini, gelenek ve göreneklerini de katmayı ihmal etmemiştir. Kitabın en dikkat çekici özelliği yazarın olayları kusursuz bir tarafsızlıkla anlatmasıdır. En acımasız hatta insanlık dışı sayılabilecek eylemlerde dahi yazar yalnızca olayı, o sırada insanların ne düşündüklerini ve hareketlerinin sebeplerini anlatmakta; fakat herhangi bir görüş belirtmemektedir. Hümanist olan İvo Andriç eserinde çeşitli dinlerin ve soyların kaynaştığı bu bölgede en küçük bir din ve ırk ayrımı yapmadan, anlattığı olaylarda yer alan bütün kişilere eşit bir sevgi ve ilgi göstermiştir.
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,7bin okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.