Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar bu kitap ilk çıktığı zamandan beri çeşitli sosyal medya uygulamalarında yoğun, ısrarlı, fazlaca bir şekilde karşıma çıkmaktaydı. Yetmedi gezdiğim, yanından geçtiğim her sahafçının, kitapçının kitapları arasında çoğunlukla karşılaşırdım. Elime alıp incelediğimde ise hikayenin Ege Üniversitesinde başladığını görmüştüm. Ve ben de hem bir Kürt olarak hem de Ege Üniversitesinde okuyor olduğum için ve de ısrarla heryerde karşıma çıktığı için merak ediyordum ama bi yandan ergence bi kitap olarak geliyordu bana ondan dolayı ki pekte yanaşmadığım içinde şuan mezun olup diplomamı beklerken nasip oldu okumam. Kitabı okurken güzel başladı umarım böyle devam eder diyordum içimden. Kitabın ana karakteri Gülşah başta normal, sakin bi kızken zamanla yerini şımarık, aşırrı kıskanç, hep duygularıyla hareket eden, çocukça hareketlerde bulunan, gram zekası olmayan birine bıraktı. Hani aşk insanı aptallaştırır ya dibine kadar bu karakterde görüyoruz bunu. Hem bunlarla hem de hareketli, diyaloglu, öyküsel anlatımdan çok aşırrı duygu yüklü, fazla edebiye kaçan, karşı tarafın söyleyeceği bir cümle için bile öncesinde 2 3 sayfa uzata uzata aşırrı duygusal söylemlerle ilerliyor buda oldukça benim canımı sıkıyor okurken atlıyordum buraları hep. Ki sadece öyküsüne baktığımızda da mantıksız çokça yerle karşılaşıyordum. İnsan psikolojisinden anlayan, iletişim biliminden az çok bilgisi olan kimseler bunları pek ala açıkça farkeder. Örneğin Gülşah uğruna terapiler aldığı, deli hastanesine yattığı kadar aşık olduğu adam sürekli pat diye ortadan kaybolup aylarca görüşmeyip yine pat diye ortaya çıkınca sadece küçük bi cümleyle, hiç tatmin edici cevap vermeyip geçiştiryordu. Baş karakterimiz Gülşahta hiç detayını merak etmiyormuş gibi hiç önemi yokmuş gibi devam ediyordu. Oysa hiçbir insan böylesine yoğun duygular, travmalar yaratan birşeyde çok güçlü bir duygu olan merakını göz ardı edemez. Bunların dışında da Şahini uzun boylu, aşırrı yakışıklı her genç kızdan tut teyzelere kadar gördüğünde dibi düşen, keyfine göre kafeleri sırf kendileri için kapatıp ( ki olayın geçtiği Küçük Parkta tüm cafeler öyle dolu ki hiçbir patron bunu kabul etmez :D) , sürekli lüks arabası olan ya da kiralayan, ertesi sabah uçağa atlayan, sırf Gülşah orda diye bi sonra ki gün için bile zorlu şartlarda ulaşılan köye onlarca iş makinesi gönderip tüm tadilat işlerini yaptıracak kadar zengin, aşırrı duyarlı, aşırrı iyimser, aşırrı mert gibi ve daha birçok yönüyle hiç normal insan değilmiş gibi göstermesi de bana gerçeklikten uzak geldiği için hoşuma gitmedi. Ve daha sayacağım birçok şey varken daha fazla uzatmayıp burada bitirmek istiyorum incelememi.
Bir Kürt Sevdim
Bir Kürt SevdimDilek Bilgiç Esen · Müptela · 20224,780 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.