Eski yaşamımın külleri üzerine yeni bir benlik kurmam için bir fırsat bu !
Friedrich Nietzsche hayranlığımı beni tanıyanlar bilir. Ama bu kitabın ismine defalarca rastlamış olmama rağmen, daha yeni okumuş olmam bir ayıp bence. Açıkçası, içeriğini pek bilmediğim için sembolik olarak ismi böyledir diye düşündüm. Nietzsche karakterinin kendisinin yer aldığını bilseydim, bir gün bile beklemez, okurdum. Ama kitapta tek hayranlık duyduğum insan o değil, kitap şampiyonlar ligini andırıyor, sadece romanın karakteri değil, gerçek kişiliklere sahip, fikirlerini çok beğendiğim
Lou Andreas-Salomé , Joseph Bauer..
Kitabı sürükleyici bir film izler gibi okudum. En sevdiğim 2 şeyin - Psikoterapiyle felsefenin birleşimi aşırı keyif verdi. Hele kitabın baş kahramanı olan çok sevdiğim bir felsefecinin hayatı söz konusu olduğunda, daha dikkatli ve özenle okudum. Diyaloglar hayat dersi niteliğinde. İnsanı, hayatı, değişimi, aşkı, dostluğu, bağımlılığı, her şeyi o kadar güzel cümlelerle tasvir etmiş ki yazar. Tabii burada kitabın çevirisinin de gayet başarılı olduğunu belirtmek lazım.
Aysun Babacan gerçekten çok güzel bir iş çıkarmış, ilk kez uzun diyalogları okurken yorulmadığımı hissettim. Kitabı yavaş yavaş okumama rağmen, sanki ertesi gün yarıda bıraktığım heyecanlı bir dizinin sonraki bölümünü merak eder gibi sabırsızlandım.
Romandaki şahısların gerçek hayatından alınma olaylar birbiriyle o kadar ustaca birleştirilmiş ki, hayran olmamak elde değil. Ve bunlar çok ilgilendiğim, okuduğum, araştırdığım hayatlar bir de, o yüzden aşırı mutlu oldum. Okurken yazarın yaptığı ters köşeler de olağanüstü. Felsefeyi bazen psikoterapiye benzetirim. Burada bu konu da işlenmiş. En hoşuma giden tarafı da Joseph Bauer-in ava giderken avlanmasını -
Friedrich Nietzsche ' nin rahatsızlığının derinine inmeye çalışırken, kendi sırlarını ve hayatının en derinini açığa çıkarmasını izlemekti. Okumak değil, izlemek diyorum, çünkü film gibi izledim eseri. Eserde
Friedrich Nietzsche 'in dilinden söylenenler, hayatının bilinmeyen taraflarını, düşüncelerini ifade etme biçimi o kadar güzeldi ki.. Keşke onun gibi bir arkadaşım olsaydı hakikatı bulmak için yol gösteren. Yol gösteren değil de, benim o yolu kendim bulmama yardım eden.. Romanda tek takıldığım nokta, Bauer-in iyileşmesine yardımcı olan hipnoz yöntemi ve gördüğü hayaller. Bu hayallerin de gerçek olmadığını biliyoruz çünkü. Ona dayanarak iyileştiğini ve bir seçim yaptığını düşünürsek, o zaman hakikat gerçekten sorgulanır bir şeye çevriliyor. Kahramanın son konuşması ve ağlaması beni derinden sarstı. Sanki tanıdığım biri gibi ve içini bana döküyormuş gibi acısını en derinden hissettim ve ona acıdım.. Gerçek hayatını okuduğumda aynı hissetmiştim. Bunu sağlamak bir yazar için çok büyük bir şey. Çok ama çok güzeldi ve okuduğunuz bir çok kişisel gelişim kitaplarına taş çıkarır. Geç okuduğum için üzgünüm.
Gerçek hayatta Nietzche'nin umutsuz bir aşka düşmesine ve bir çok eser yazmasına neden olan
Sigmund Freud a Nietzsche’den ilham alarak 1882 yılında yazdığı “Yaşam İlahisi” şiirinden her şeyi kısaca özetleyen bir parçayla bitirmek isterim yazıyı:
Eğer bana verecek neşen kalmadıysa,
Olsun… Daha acıların var ya.
Merhabalarrr 👋🏻
Umarım iyisinizdir 🙏🏼
Okuduğunuz kitapları inceledim😇 ve bende kişisel gelişim eğitmeniyim. Şu anda ücretsiz bir eğitimde yardımcı eğitmenlik yapıyorum, ve ilgilenebilirsiniz diye sizinle de paylaşmak istedim. Ücretsiz şekilde sizi de kontenjana dahil edebilirim. Umarım rahatsız etmemişimdir.
Katılmak isterseniz diye buraya bırakıyorum
🔥forms.gle/ELHLkroiSCgWcNvm7
Not: Eğitim, seri halindedir ve ücretsizdir.