Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hakikat odur ki; bu çağ, geçmiş hiçbir çağa benzemiyor. Bin bir türlü meziyet, bin bir türlü eziyet, bin bir türlü nimet, bin bir türlü zeval, bin bir türlü izzet, bin bir türlü zillet, bin bir türlü hål, bin bir türlü muhal, bin bir türlü iyilik, bin bir türlü kötülük, tahrik, tahrif, tahrip, tehdit, telkin, tesir, te- mayül, tereddüt ve kayboluşun kördüğüm olduğu, karanlık hatta kapkaranlık bir çağ. Ya da "bilim çağı!" Kimileri bitki kökenli ve kimyevî/sentetik uyuşturuculara müptela, kimi- leri ilaç maymunu, kimileri ise bu müptezellik üzerinden ge- lecek inşâsı peşinde. Ölüm, aslında inanan için de inanmayan için de bir kurtuluş aracıdır. Çünkü inanmayan için girdabına düştüğü batı tarzı sefih ve bohem hayatında erişemediği ve erişmesi imkânsız olan şeylerden kurtularak yok olup gitme; inanan için çirkef- lerin istila ettiği dünyadan necata ve huzura eriş demektir... Hz. Peygamber (s.a.v.)'in "Ya Fâtıma baban bugün bütün dertlerinden kurtulacak..."10 şeklindeki mübarek sözlerin- den, çoğumuzun ölüm sandığı şeyin aslında, 'O (s.a.v.)'nun için, o an bizim anladığımızdan öte bir kurtuluş ve kavuşma olduğunu görüyoruz. O'nun düşmanları içinse ölüm, aslında kurtuluştan uzaklaşmadır. Bir müşrik için dünya hayatı cennettir ve bu dünyada zevk ü sefa veya sefahat sürmesi cenne- tini yaşamasıdır. Yani her insan için bir cennet bir de cehen- nem hayatı mutlaktır. Bu dünyasını cennete dönüştürenler ebedi dünyasını cehenneme dönüştürebilirken, bu dünyası cehenneme dönüştürülen kimse ise kâmil bir Mü'min olma- yı başarabilmesi durumunda ebedi dünyasında cenneti hak edebilecektir. "Hastalıklar, ölümden elçi olarak gelmektedir; Ey boşboğaz, ölümün elçisinden yüz çevirme! Tatlı yaşayan sonunda acı ölür.
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.