Gönderi

352 syf.
10/10 puan verdi
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
Kitap, Mustafa Kemâl'in 1905 Harp Akademisi zamanından başlayarak 1918 yılındaki işgale kadar olan süre zarfını içermekte. Biz, gördüğümüz eğitim ve araştırmalarımız dâhilinde, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemâl Atatürk hakkında yalnızca temel şeyleri bilmeye çalıştık hep (bkz. ön söz). ''1881 yılında dünyaya geldi, 1938 yılında hayatını kaybetti.'', ''1923 yılında Cumhuriyet ilân edildi; 1920'deyse TBMM açıldı, egemenlik sağlandı.''... Bunları bilmek gayet güzel, gayet hoş. Fakat yalnızca ezbere bilmek, hissiyatsızca kutlamak bir anlam ifade etmez. Bu, ulu Türk halkına yakışmayan bir harekettir. ''Ben Kemâlistim.'' der birçok insan. Doğru olan da budur zaten, buna katiyen ağzımı açmam. Kemâlistlerin asıl dertlerinden bir tanesi, ''Ben Kemâlistim.'' diyen insanların Kemâlizmden bihaber olmalarıdır. Atatürk'ü sevmek, ''Kemâlistim.'' diyebilmek, Atatürk baskılı kupadan kahve içmek ile oluşan bir olgu değildir. Ecdadımızın ne yoksulluklar içinde vatan mücadelesi verdiğini bilmeden, Atatürk'ümüzün ülke stratejilerini idrak edemeden bu ideolojiye sahip olunamaz. Özellikle yaşıtlarım üzerinden konuşayım: Okullarda Atatürk anılıyor, Atatürk imzalı tişörtler giyiliyor, önemli günlerde saygı duruşuna geçiliyor. Bunlar gurur verici şeyler elbet. Ancak ülkemizi kurtaracak ideolojileri benimsemeyen birçok kesim var. Birçok şey, artık temsilî bir hâl alma durumunda. Bakınız, bunları dahi yapmaktan aciz olan bir nesil yetişmekte. Türk evladının tek gayesi, vatanına ve milletine hayırlı bir evlat olabilmektir. Bu toprakları terk etmek için can atamaz hiçbir Türk. ''Türk'' dediğin, gerekli durumlar bağlamında kendini geliştirmek amacı ile yurt dışına çıkabilir, hatta bana kalırsa farklı kültürleri görmek zorundadır, gerekirse orada yıllarını harcayabilir. Ancak ''Keşke Türk doğmasaydım.'' yahut ''Hollanda'da çöpçü olsaydım.'' diyemez. Orada yaşayıp da ülkesi gözünün önüne geldiği vakit, gözüne perde çekemez. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılma aşamasında vatanını düşünen kesim, yine kendi vatanı için yurt dışından faydalanacak konularda faydalanmıştır. Buna ''sığ düşünce'' gözüyle bakan menfaatçiler var. Kendi ırkınızdan istifa edemezsiniz. Ülkedeki koşullar zorlaştığında, arkanıza dahi bakmadan gidemezsiniz. ''Ben ne yapabilirim ki?'' diyemez bir Türk evladı. Ülkenin geleceğini, kişisel çıkarlarımızdan çok daha öne koymadıkça harap edilmeye veyahut yıkılmaya mecbur kalırız. Bu durumda, o özenilen müstevlilerin; dünyanın neresinde olursa olsun, yakıp yıkması her vakit kaçınılmaz hâle gelecektir. Buradan nereye geliyorum: ''Yarının Adamı Mustafa Kemâl''i anlamaya. Ona hıyanet etmek, yalnızca kişinin acz içinde kıvranmasının ve o kişilerin ideolojilerini baltalamanın önünü açar. Bu hıyanet edenlere karşı siper alabilmek için öncelikle O'nu anlayabilmek şart. ''Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemâl odur! Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.'' Kitabın yazarı Con Sinov'a ayrıca teşekkür ederim, başarılarının devamını diliyorum.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i Anlamak
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i AnlamakCon Sinov · Masa Kitap · 2022934 okunma
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.