Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bağlanma tarzının ilişkideki iletişimin yani sıra eşlerin birbirleri hakkında yaptığı yüklemeleri nasıl etkilediğini de görebilirsiniz (Collins & Feeny, 2000; Simpson, Winterheld, Rholes, & Orina, 2007). Örneğin kaygılı birisi kaçınmacı birisiyle ilişkiye girdiğinde neler olur? Araştırmalar kaygılı ve kaçınmacı insanların, ilişki şemaları birbirlerine uyduğu için çift olduklarını gösteriyor: Kaygılı insanlar, eşlerine oranla, kendilerini ilişkiye daha fazla adama eğilimindedir ve kaçınmacı kişiler, eşlerine oranla, ilişkiye daha az bağlanma eğilimi taşırlar (Kirkpatrick & Davis, 1994). İşte böylece beklentiler de karşılanmış olur! Peki ama bunlar mutlu ilişkiler midir? Pek sayılmaz: kaygılı kaçınmacı çiftler ilişkilerinden fazla doyum alamadıklarını ve eşleriyle olumsuz, sorunlu iletişim kurduklarını söylerler (Kane ve ark, 2007; Morgan & Shaver, 1999). Bu çiftlerin kurduğu romantik ilişkilerin kısa süreli olacağını düşünüyor olabilirsiniz, ancak burada ilginç bir farklılık göze çarpıyor. Kaygılı kadın-kaçınmacı erkekten oluşan kaygılı-kaçınmacı ilişki tipi çok istikrarlı olmuştur (Kirkpatrick & Davis, 1994). İlişkileri örneklemdeki güvenli kadın-güvenli erkek çiftlerindeki gibi dört yıllık bir dönemden daha uzun bir süre istikrarını korumuştur. Araştırmacılara göre kaygılı kadın-kaçınmacı erkek ilişkilerinin sürmesinde cinsiyet stereotipleri önemli bir rol oynar. Kaygılı kadınlar ilişkilerinde stereotip kadın özellikleri sergiler: İlişkiye çok enerji harcar, ilişkinin gidişatı ile ilgilenir ve eşlerine karşı "bakıcı" davranışlar sergiler. Kaçınmacı erkekler ise ilişkilerinde stereotip erkek özellikleri sergiler: İlişkiye fazla enerji harcamaz, ilişkiyle ilgili fazla duygu sergilemez, paylaşmaz ve ilişki üzerine tartışmaktan kaçınırlar. Her ne kadar bu çiftlerin ilişkileri güvenli-güvenli çiftlere oranla çok daha az olumlu olsa da yaşadıkları sorunların eşin cinsiyetinden kaynaklandığına inanırlar: "Erkek milleti işte" ya da "Bütün kadınlar aynı." Böylece karşı cinsiyetle ilgili stereotip ya da şemalarına uyduğu için eşin davranışları hoş görülür. Peki ya erkek kaygılı, kadın kaçınmacı olduğunda neler yaşanır? Araştırmacılar bu ilişkilerin fazla sürmediğini bulmuştur. Eşler birbirlerinin davranışlarını, cinsiyete bağlı stereotip davranış örüntülerinden çok uzak olduğu için, özellikle sorunlu ve olumsuz bir çerçevede değerlendirirler (Morgan & Shaver, 1999). Bağlanma kuramı, anne babalarıyla mutsuz ilişkileri olan insanların, aynı mutsuz ilişki tipini, tanıştıkları herkesle yaşamaya mahkûm oldukları anlamına gelmez (Simms, 2002). Örneğin, bazı araştırmacılar özgün çalışmalardan aylar ya da yıllar sonra araştırma katılımcıları ile yeniden bağlantı kurmuş ve bağlanma tarzı ölçüm testine yeniden girmelerini istemiştir. Katılımcıların %25 ila 30'unun bağlanma tarzının değiştiği görülmüştür (Feeney & Noller, 1996; Kirkpatrick & Hazan, 1994). İnsanlar değişebilir ve değişirler de; ilişkilerde yaşadıkları deneyimler çocukken yaşadıklarına oranla yeni ve daha sağlıklı ilişki kurma yolları öğrenmelerini sağlayabilir. Aslına bakılırsa insanlar yakın ilişkilerdeki farklı deneyimleri sonucunda zamanla birden fazla bağlanma tarzına sahip olabilir (Baldwin & Fehr, 1995). Belirli bir zaman içerisinde sergiledikleri bağlanma tarzı, eşlerinin davranışları ve çift olarak yarattıkları ilişkinin tipi tarafından tetiklenir. Dolayısıyla, insanlar ilişkilerinde durumsal değişkenlere tepki verip bir ilişkide daha güvenli bir bağlanma tarzı sergilerken diğerinde kaygılı tarzı yansıtabilir (Fraley, 2002; Hammond & Fletcher, 1991; Simpson, Rholes, Campbell & Wilson, 2003).
Sayfa 602Kitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.