Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

216 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Aganta Burina Burinata/Hakikarnas Balıkçısı Denizi celladı kabul eden ama denizden de kopamayan, ona aşık bir toplumun çocuğu olan Mahmut'un ve Mahmutların yaşamöyküsü... Çocugunu denizden uzak tutmak isteyen bir babanın tüm gayretlerine rağmen oğlu Mahmut'un deniz açılma, köyüne geri dönme, denize hasret kalma hikâyesi üzerinden dönemin toplumsal yapısı çarpık ekonomi sistemi, toplum içindeki bağnaz inançları ve denizciliği anlatan akıcı güzel bir roman.. İnsanınların içinde vicdan denilen bir şey varmış, arada sancırmış. Diş, dalak ağrısından betermiş./Syf.11 Artık hayata yeni baştan başlayacak çağ çoktan geçti. Buradan çıkınca gideceğim yer mezarlıktır./Syf.29 "Aganta" emri de -tıpkı böylece- dükkândan dükkâna, insandan insana angılandı. Bilmiyorduk neden; hepimiz bir kurtuluş sevinci ve hazzı duyduk. Şaka değil, "Aganta burina burinata!" ünleyişi, gönülden kopuyordu, kara bir dünyada./Syf.47 Dostluk kantarla, alışveriş miskalla/Syf.53 Deniz temiz ve sağlam iş ister/Syf.59 Ama ne bileyim, özlediğin bir işte çalışmadan, içine doğduğun şu dünyanın ötesini berisini hiç görmeden, taş üstüne bir taş koymadan, bir ağaçsız olsun dikmeden, bir günceğiz olsun şunu bunun eteğini öpmeden yaşamamak ve böylece dünyadan defolup gitmek de Allah'ın emri değil a!../Syf.67 Derler ki a, kaptanın iyisi fırtınada, dostun gerçeği de fukaralık, hastalık ve hapishanede belli olurmuş./Syf.69 Çoğu büyüğüm olan insanlarda bir güzellik, bir iyilikle bir doğruluğun bulunduğuna inanıyorum./Syf.75 Bir insan bağrının bu kadar kara bir acıyı nasıl barındırabileceğine şaştım./Syf.84 Ona çok inanırdım. Ama nasıl anlatayım, inanmaya inanmaya inanırdım./Syf.89 Gönlündeki duygular, gözlerinin değişen renkleri gibiydi. Onları kovalayıp yakalayamazdım. Rengin biri uyanıp yanarken, nasıl değiştiğinin farkına varmadan -gözüm gözünde- başka bir rengin kayıp gelmiş olduğunu görürdüm. Yalnız öfkesi tam öfkeydi./Syf.89 Deniz, göllerin ölü suları gibi apışakalmıştı. Umutlarım da göl sularının üzerinde şişekoyan hayvan leşlerine döndüler./Syf.98 Huyu, suyu aykırı, dilleri başka olanlar birbirlerine ısınamazlar" derler a; yalan! Birlikte çalışıp birlikte çile çeken insanlar birbirine öyle bağlanıyorlar bir kısmı buz, bir kısmı da ateş olsa, birbirine uyup canciğer kardeş oluyorlar./Syf.118 Durduğum yerde, "Dayan! Aganta burina burinata!" diye bir nara atardım.../Syf.119 Çay deyip geçmeyin, kara bulutlar arasında ara sıra parlayan güneş gibi, o çay içimizi ısıtıyor yüzümüzü güldürüyordu./Syf.124 Ama bir şey bilmek başka, ama bilinen bir şeyi duymaksa bambaşkaydı./Syf.125 Oysa içeriden yanıyorduk. Sevgi özlüyorduk. Sevgi varlığımızın başta gelen ihtiyacı, gönlümüzün başka insan gönullerine bir duası olmuştu.../Syf.128 Özledim sevginin kuzulara, köpeklere verildiğini görüyorum.../Syf.128 "Yahu" dedi, "seviyorum ve herkesin yüreğinde sonsuz sevgilerin yanmakta olduğunu seziyorum. Oysa onu istemeye kalkışınca, kendimden utanıyorum, dilsiz kalıyorum. Susmaktan beter bir durum bu./Syf.128 Duygu, kayığın geçerken bıraktığı, en küçük bir izi bile kıskanarak onu hemen dümen suyunca örtüp yok eden yüreksiz denizde değil, ama asıl toprakta vardı./Syf.162 Yaşlılar bile hal hatırımı sordukları zaman bana "sen artık ölmüş gömülmüş bir insansın canlılar dünyasına ait değilsin" dermiş gibi oluyorlardı./Syf.200 Ayşe! Denizciler derler ki, büyük fırtınalarda karanlığın ortasından bir ses onları adlarıyla çağırırmış. İşte o çağıran ses kendi kaderleriymiş./Syf.212 Tavsiye eder miyim ? Bir yerde okumuştum, dönemin Fransa başbakanı Türkiye'ye ziyarete geleceği zaman kendisine rehberlik etmesi için programını bilgisine hayran olduğu Halikarnas Balıkçısı'nın programına göre ayarlarmış. Böyle bir yazarın kitabını #tavsiyeederim
Aganta Burina Burinata
Aganta Burina BurinataHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 20224,789 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.