İLK EMRİ OKU OLAN BİR DİNİN MENSUPLARI OLAN PERİŞAN BİZLER
Evvela Allah bütün ölmüşlerimize rahmet ve bize merhamet eylesin. Saniyen şunu kat'i bir şekilde bilmek lazımdır ki eskiler ama eskimeyenler " Eşek bile makamla anırır. " demiş ve bize usül ve üslub öğretmişlerdir. Biz ölçüyü kaçırmışız överken putlaştırıyor, yerdiğimizde de yerin dibine sokuyoruz. Şunu iyi bilelim ki bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Fakat biri öldürüldü diye hak etmediği bir yere oturtamayız onu. Allah taksiratını affetsin. Her duyduğunu ve ezberlediğini söyleyen ve yorumlayan din alimi olamaz. Aynı şekilde profesör dahi olsa gene de din alimi olmaz. Bunu iddia ve ifade etmek sıradan birinin eline neşteri alıp beyin ameliyatına girmesi gibi deli saçması bir şey olur. Şöyle ki din alimi belli bir tedristen geçer, dini ilimleri usül ilimleriyle usulüne uygun bir şekilde tedris eder. Resmi ve ya gayriresmi ehlinden diploma ve ya icazetname alır. Ve tedris ettiği ilimlerle amel eder.Hal böyleyken toplum olarak şu soruyu sormamız lazım. Türkçe meallerini ezberleyip kendince yorumlayan, ilmi hiçbir kritiğe tabi tutamayacağınız insanları sahaya süren kim ya da kimler? Bunun gibi niceleri var, diyanet camiasında selam kelam ile naehil insanlar memur yani iş sahibi, bilindik ifadesiyle imam olduğu için halk bu tip insanlara (imamlara) olan nefretinden dolayı teveccüh gösterebiliyor bilerek ve ya bilmeyerek . Aslında bu toplumsal çürümüşlüğün ve kokuşmuşluğun bir neticesi. "Adam doğruları söylüyor deniliyor." "Doğru ne? Kime göre, neye göre? " demezler mi adama? Cehaletin ilim, cahillerin alim, ilmiyle amil olanların cahil, hainlerin emin, eminlerin hain, mazlumun zalim, zalimin mazlum olarak lanse edildiği ve gösterildiği bir ülkede ve dolayısıyla dünyada yaşadığımızın farkında olma feraset ve basiretini kazanma ve Hakkın batılla olan ve kıyamete kadar devam edecek olan mücadelesinde doğru yerde olma ve dinini ehli sünnet alimlerden öğrenme temennisiyle. Allah bizi ölçülü(adaletli) olanlardan eylesin.