Samipaşazade Sezai'nin hacimce küçük ama içerdiği konu ve esaret kavramına getirdiği yorumla klasikler arasına gitmeyi başarmış olan Sergüzeşt romanı, hem yazıldığı 1800'lı yılların havasını hem de Türk edebiyatında roman ve geleneğinin başlangıcı hakkında fikir vermesi bakımından önem taşımaktadır. Sergüzeşt esir bir Çerkez kızının trajedisini yansıtırken, bir yandan da esaret ve hürriyet kavramlarına yönelmeyi sağlıyor.