Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

KADINLAR VARLARDI
Farklı kadınlar gelip geçiyorlar karşıma, Hepsi birbirinden güzel farklı romanlarında. Hepsi farklı karelerde gelip geçiyor, Güzel gülüyorlar ama değişiyorlar. Bende pek şarap içmeye, Durup durup sarhoş olmaya... Ah ah hiç alışık olmadığım şeyler, Dökülüyor satırlara. Biriyle göz göze gelmemek için, Baktığım satırlarda, Ve yine yine aynılar nasıl olsa. Bu vicdana sığar mı? Güzel güzel kadınlar gelip geçiyor karşımdan, Zorla nefsimi zorlamaya. Üzerimde paçavradan bir İstanbul havası, Yanı başımda tık nefes bir kadın. Sıcaklaşıyor Şeytanlar, Karışık bir nazarda. Kulakta bir hüzünlü şarkı mıdır giden? Gözleri hafiften yaşlanıyor güzellerin. Ben çok çirkin kaldım yanlarında, Satırlar onlarla birlikte ağlayınca. Biraz gülmeye de meyilli, Gözlerde mutluluklar bir anda. Şubat ayı öyle gelip döşenirken, Dünyanın bahtı açık rüzgârlarına. Gözler beyne akınca ve daha da akınca, Hep düşünüyor nazarı nazarına. O güzel kadınlar hep değişiyorlar, Ama kafam yerli yerinde. Tık nefes kadının elinde dua, Karşımda kahverengi gözlü bir bayan, Tık nefesli kadının duyguları arıza. Ve güzel ve çirkine bir set çekiliyor, Yollar kalabalıklaşıyor, Nefesler çekiliyor. Rengarenk ve pür dikkat, Her şey sakin ve güzel geçerken, Sarhoşluğumu kontrol ettim ama yok. Güzelin doğrusuna çok yalan doldu bir anda, Tık nefesli kadın da sıkışacak satırlara. Tık nefesli kadın sıkışacak yanımda... Anadolu'dan Avrupa yakasına, Kendinden bir hâl içinde, Gözlerim istasyonlarda. Satırlar akıp akıp yaşlandıkça, Bir yakadan bir yakaya, Yalanın içinden arınmaca. Kadınlar karşımda değişiyorlar, Kahverengi gözlü sabit durmuş orada. Oda kendi hâlinde uçup gidiyor, Ben kanatları izliyorum. Tersaneden uçar herhalde, Kimse kimseden geçmeden. Gülmeyi hatırladı bir merakla, Kağıdı kalemi soksam akıllarına, Daha çok şeyler dökülür buralara. İran'ın insanları nasıl doluşmuş buralara? Şimdi merak beni de sardı bir anda, O kahverengi gözler daldı dalgınlığa. Kadınlar sürekli değişiyor saatlerde, Erkekler serpilmiş aralara aheste. Ne diyorlar gibi düşünce, Tık nefesli kadın gibi kendinden geçiyor. Şimdi bunun neresinde günah, Neresinde çokça kalabalık insan? Tık nefesli kadın kendinden geçti, Onca kadın gelip geçti. Herkes birden lâl oldu içinde, Duraklar hep bir yıllardan öte. Tık nefesli kadın yine geçti kendi kendine, Aynı dünya gibi. Kahverengi ile kahverengi arasına, Yeni şeritler çekildi. Yolda değişik dökülüyordu satırlar, Bugün üçüncü Şubatmış hâlbuki. Aynı dünyanın dönmesi gibi, Bana zorla yazdırıyorlar bu satırları. Tık nefesli kadın kendinden geçti, Dünya onun içinde göçtü gitti. Şiirleri bitmeyecek gibi, Yeni yeni kadınlar gelip geçti. Şimdi oralarda bir yerlerde bağırışlar, Sessizce bana küfrediyorlar. Kadınlar değişip duruyorlar, Aralara erkekler serpişiyor o anlarda. Yasin suresi okuyormuş tık nefesli kadın, Nasıl geçtiyse bir anda. Kendinden geçiyor zamanlar, Daha ne olacak bu işin sonu? Kadınlar niye aynı durmuyor? Tık nefes toparlanıyor, Bir daha batacakken. Kadınlar değişip duruyor, İçlerine binlerce gizem eklenerek, Kadınlar değişiyor hep değişerek. Kahverengi gözlü hâlâ karşımda, Aklıma gizlenecek duygular. Oralarda göçeceğim bir gün yetişeceğim yere, Günahlar oturmuş kendi kendine. Kadınlar değişiyorlar, Değiştikçe lâl oluyor. Sonunu unutacağım şekil cümleler, Bir daha hatırlamadıkça, Bir daha görmedikçe, Bir daha duymadıkça... İşte öyle bir yerlerde, Tık nefes kadın yeniden dirilir. Varacağım yere dokuz durak kala, Cümleler bitmek istiyor ansızın. Sanki bunca satırda, Saklı onlarca kadın. Hiç bitmeyecek gibi bir yerlerde ansızın, Ah o değişen kadın. Sözler çelişerek düştükçe, Kendinden geçen kadının kurgusunda ki günahlar, Zoraki gülen erkek sesleri. Nasıl ve ne gizli? Şu şehre girince, İstanbul'un soğuk gizemi herhalde. Kendinden geçen kadın, Can buldu bir anda, Ve bunları okuyanın, Kafası karıştı. Yol uzadıkça uzadı, Ve değişik muhabbetler de duyar kulak. Satırlara üçüncü bir kadın girer, Kendi düşüncelerinde oda bir ayrı. Şu vagonlar ve yollar bitse, Kendi karmaşası içinde. Kadınlar birbirine karıştı, Karıştı bir karışık renk aldı. Biraz daha sabırla altı durak kaldı, Kadınlar hep değişmeye meraklı. Duraklar da kendi aralarında heyecanlı, Ve kahverengi gözlü hâlâ meraklı. Kendinden geçen kadın, Geç artık kendinden yeni bir hâl ile. Aralara erkek serpişmesi iyi, Karmaşıklıktan daha karmaşıklar. Satırlar sanki dağılmayacaklar, Kahverengi gözlü yine uçuk kendi hâlinde. Anlamam ki bu bir rüya mı? Sıkıldım yazdıkça satırların nazarına. Kendinden geçen kadın Yasin suresini bitirebilse, Gün onunla bitecek. Kahverengi gözlü de hep kendinden geçecek, Ben bilmeden mezara mı göçtüm? Erenköy'ün son sarmalında, Bakalım bu yol ne olacak? Kendinden geçen kadından, Sureler geçti kendi kendine. Ben artık gitmek istiyorum, Asıl yaşadığım yere. Her tarafım öldüm kokuyor, Hemde durduk yere. AYKUT BARIŞ ÇELİK
·1 alıntı·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.