Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 42 days
James Weldon Johnson'ın "The Autobiography of an Ex-Colored Man", Amerikan edebiyatında bir dönüm noktası olarak kabul edilen, kendi döneminin sosyal ve ırksal gerçekliklerine ışık tutan bir eserdir. Roman, birinci şahıs anlatıcı tarafından, bir Afro-Amerikan'ın gözünden Amerikan toplumunda yaşadığı deneyimleri ve duygusal çalkantıları samimi bir dille aktarır. Yazarın da bahsettiği gibi kendisinin ait olmadığı bir toplumun izleyicisi gibidir. Üç sınıf Afro-Amerikalı tanımlar. İlk Sınıf - Çaresizler Sınıfı: Bu grup, toplumun en alt tabakasını oluşturur. Orman ve reçine kamplarında çalışanlar, eski mahkûmlar ve barlarda takılanlar bu gruba dahildir. Bu insanlar, beyazlara karşı içten içe bir öfke beslerler ve hayata çok düşük bir değer atfederler. Onlar için medeniyetin gerekliliklerine uymak, zoraki bir eğitim sürecine benzer. İkinci Sınıf - Hizmetkarlar Sınıfı: Bu grup, beyazlara ev hizmetleri veren kişilerden oluşur. Hizmetçiler, çamaşırcılar, garsonlar, aşçılar ve koçmanlar bu kategoriye girer. Genellikle sadık, iyi kalpli ve dindar insanlardır. Ahlaki açıdan çok karmaşık düşünmezler ve beyazlarla olan ilişkilerinde genellikle az çatışma yaşarlar. Üçüncü Sınıf - Bağımsız İşçi ve Eğitimli Renkliler: Bu grup, kendi işlerini yapan ve iyi eğitim almış renkli insanlardan oluşur. İlginç bir şekilde, beyazlarla ilişkileri açısından ilk gruptakiler kadar uzakta dururlar. Bu insanlar kendi içlerinde bir dünya oluşturur ve eğitim, kültür ve maddi durumlarını yükselterek beyaz komşularından ayrılırlar. Romanın anlatıcısı, ırkının belirsizliği sayesinde hem siyah hem de beyaz topluluklar arasında geçiş yapabilen, karma bir ırka sahip bir adamdır. Bu özelliği, ona Amerikan toplumunun her iki yüzünü de görebilme ve değerlendirebilme fırsatı verir. Yazar, anlatıcının gözünden ırkçılığın ve ayrımcılığın getirdiği acıları, toplumsal adaletsizlikleri ve bunların birey üzerindeki etkilerini etkileyici bir şekilde işler. Romanın en çarpıcı yanlarından biri, anlatıcının yaşadığı kimlik bunalımı ve bu bunalımın yol açtığı içsel çatışmalardır. Bir yandan Afro-Amerikan kültürüne ve kökenine olan bağlılığı, diğer yandan beyaz toplum içinde daha "kabul edilebilir" bir kimlik arayışı, onun yaşamını derinden etkiler. Johnson, anlatıcının bu ikilemini, dönemin Amerikan toplumunun ırksal gerçekleriyle örerek anlatır. Eser, aynı zamanda müziğin ve sanatın, özellikle de cazın(ragtime) ve bazı dans figürlerinin(cake walk), Afro-Amerikan toplumundaki rolü üzerine de önemli gözlemler sunar. Anlatıcı, müziği hem kişisel ifade biçimi hem de toplumsal sorunlara karşı bir başkaldırı aracı olarak görür. Johnson, bu yolla hem Afro-Amerikan kültürünün zenginliklerini sergiler hem de o dönemin toplumsal sorunlarına dikkat çeker. Bu sorunlarından bir tanesi yazarın dile getirdiği Afro-Amerikan toplumunun kendi kültürel özgünlüklerini yansıtmak yerine, mevcut beyaz kültürü taklit etme eğiliminde olmalarıdır. Bu, "beyazlaşma" olarak adlandırılan bir soruna yol açmıştır. Örneğin yazar, bir renkli adamın beyaz sanılmasının, bir beyaz adamın renkli sanılmasından daha az rahatsız edici olduğunu belirtir. "At times this led even to embarrassment. Yet it cannot be so embarrassing for a colored man to be taken for white as for a white man to be taken for colored, and I have heard of several cases of the latter kind." "Bazen bu durum bile utanca yol açıyordu. Ancak, renkli bir adamın beyaz zannedilmesi, beyaz bir adamın renkli zannedilmesi kadar utandırıcı olamaz; ve ikinci türden birkaç olay duymuşluğum var." Aynı zamanda bağımlı bir hayat yaşamak kumar sahnesinde olduğu gibi devam ettirilemeyecek bir hayat şeklidir. Kumar oyunu bu yönden Renklilerin Beyazların kabulu için uğraşmasını simgeler gibidir. Kendisine sahip çıkan ve onu yanında gezdiren milyoner işvereni zaman zaman onu rahatsız etmektedir. Minnattarlıkla karışık bir rahatsızlık duyar. Örneğin sabahın köründe piyano çalması için uyandırılan karakterimiz bu emrivaki harekete karşı rahatsızlık duyar. İleride kendi toplumuna karşı bir sorumluluk hissederek milyoner arkadaşının ısrarlarına rağmen Amerika'ya dönmek ister. Amerika'da canlı canlı yakılan bir Afro-Amerikalı olayına şahit olduktan sonra misyonu değişir. Nihayetinde "The Autobiography of an Ex-Colored Man", hem edebi kalitesi hem de işlediği konular açısından, özellikle Amerikan toplumunun ırk ve kimlik meseleleri üzerine derin bir bakış sunar. James Weldon Johnson'ın bu eseri, edebiyatın toplumsal meseleleri ele alma gücünü ve edebiyatın bireyin iç dünyasını anlama yollarını sunma kabiliyetini gözler önüne serer. Her okuyucu için, hem tarihi bir belge hem de günümüzde hala geçerli olan temaları içeren, düşündürücü bir eserdir.
The Autobiography of an Ex-Colored Man
The Autobiography of an Ex-Colored ManJames Weldon Johnson · Penguin Books · 19901 okunma
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.