34- Kötülüğü Tanrı yarattı, öyleyse insanı neden cezalandırıyor?
Her maddenin içerisinde dişil ve eril özellik, yani pozitif ve negatif kuvvet vardır. Pozitifin yanında negatif kuvvet olmasaydı maddenin bu hali ile kullanımı bu fiziksel koşullar altında mümkün olmazdı. Yani esas itibariyle negatif kuvvet insanlığın bu şekli ile yaşayabilmesi için büyük bir imkanı oluşturuyor zira madde, negatif kuvvet olmasa o denge ile varlığını sürdüremiyor.
Maddenin içerisinde bulunan pek çok özellik, aynı zamanda onun kullanım alanlarının genişlemesine vesile oluyor. Bu vesile ise, Eşrefi Mahluk olması hasebiyle maddeyi diğer canlılardan bağımsız olarak istediği gibi kullanabilme iznine sahip olan insanoğlunun dünya hayatındayken pek çok şey üretebilmesine ve hayatını idame ettirebilmesine imkan tanıyor. Maddedeki bu kullanım imkanı, insanın nefsine uyması ile yapmış olduğu fiiliyattan hasıl olan duruma bağlı olarak kötülük adını alabiliyor.
Daha anlaşılır olması açısından bir örnek vereyim. Allah suyu insanların faydalanması için yaratmıştır ve hayat için bir gerekliliktir. Ancak insan, nefsine uyarak bu suda bir başkasını boğarsa bilginin negatif tarafını kullanmış olur.
İnsanın maddede var olan bilgiyi kullanarak kötülükle sonuçlanacak fiiliyatın içinde bulunabilmesi, İmtihanı İlahi gereği hasıl olmuştur. Bizler dünyaya bir imtihan için gönderildik ve bu imtihanı bizler Kalubela'da kendimiz talep ettik. Anne karnındaki sürecimizi nasıl ki hatırlamıyorsak Kalubela'daki imtihanı talep ettiğimiz süreci de şu anda hatırlayamıyoruz. Buna rağmen Allah bizlerin bu dünya hayatında mutlu bir yaşam sürebilmemiz için neleri yapıp yapmamamız gerektiğini bizlere bildirmiştir. Gönderdiği her Peygamberle insanlara bir imtihanda olduklarını hatırlatarak onları yeniden ve yeniden uyarmıştır.
Bu noktada bir parantez açmak gerekirse, genellikle kötü olarak addedilen nefsin varlığı dahi insana bir açından büyük bir nimet olarak takdir edilmiştir. Zira insan sinir sisteminin akson ve dendritleri arasındaki elektrokimyasal paketlemeden sorumlu olan nefis, insanın dünyadaki lezzetleri almasına da bir vesiledir. Yani nefis olmasaydı bizler dünyadayken yediğimiz, içtiğimiz, dokunduğumuz, gördüğümüz hiçbir şeyden lezzet alamayacaktık. Yine nefis öyle bir imkandır ki onun isteklerini terk edince insan Rabbine kavuşur. Ancak her maddede var olan negatif kuvvet sebebiyle insanın nefsine uyması halinde dünyevi istek ve arzularına tabi olacağından ortaya koyacağı fiiliyattan da bu tabiiyeti nisbetince olumsuzluklar görülmesi gayet doğal bir sonuçtur.
Bir başka açıdan, yaratıcı eğer kötü olsaydı bugün dünyadaki bütün insanlar sevmek ve sevilmeyi arzu etmezdi. Demek ki yaratıcı bizleri severek yaratmış ki bugün bütün dünyadaki insanlar sevmeyi ve sevilmeyi arzu ediyor. Eğer bizleri kötülük üzerine yaratmış olsaydı bugün hepimiz birbirimizi kesiyor olurduk ancak bugün birbirine zarar veren insanların akli sağlıklarının yerinde olmadığını ve tedavi edilmeleri gerektiğini söylüyoruz.
Ezcümle, dünyada kimse nefsine uymuyor olsaydı herkes mutlu mesut bir hayat yaşıyor olurdu. Dünya hayatındaki bu durum, aynı zamanda asli mutluluğun Cennet'te yaşanacağına da bir delildir.
·
147 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.