Azra Kohen’in bu serisi bir zamanlar çok popülerdi ve herkesin elinde görüyordum neredeyse. Sanırım çok popüler olması soğutmuştu bu seriden beni. Açıkçası okumayı da düşünmüyordum, ta ki yazarın Aaden kitabını okuyana kadar. Aaden’de sürekli bahsedilen Çi’den çok etkilenerek okumaya başladım bu seriyi. Ama itiraf etmem gerekirse Aaden’den aldığım tadı alamadım bu seriden. Ancak yazarın çok güçlü bir kalemi var, bu tartışılamaz bence. Bakış açısı, olaylara yaklaşım tarzı, kullandığı cümleler çok keyif verici. Bu seriden kazandığım en büyük şey iyi bir yazar kesinlikle. Serinin ilk kitabı Fi’ye gelecek olursak yazarın son kitapta bize vermek istediği kendi benliğimize ulaşmak için uzun bir yoldan geçmemiz gerekiyor düşüncesine varabilmek için karakterlere giriş yapılıyor. Can, Duru, Deniz, Göksel, Ali, Bilge, Ada, Özge, hatta Doğru… Hepsini hikayede çok önemli baş roller. Fi, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği düşünülen geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Aslında kitabın genelinde de bu Fi kavramı işleniyor. Can’ın Duru’yu görüp ilk görüşte hayatının kadını olduğunu düşünmesiyle başlıyor kitap. Can kendini bile yoktan var etmiş, elindekilere takıntılı bir şekilde bağlı, çevresindeki herkesin ve her şeyin kontrolünün kendisinde olmasını isteyen ve bunun için düzenekler kuran bir karakter. Duru’ya olan takıntı derecesindeki bağımlılığı da Duru’yu elde etmek için sürekli oyunlar kurmasına ve herkesi manipüle etmesine neden oluyor. Can Manay bir şeyi isterse alır düşüncesiyle zekice planlarıyla herkesle oyun oynamaya başlıyor. İlk kitapta herkesin kendisine göre bir takıntısı işlenmiş aslında. Herkes kendi benini bulmak için uzun bir yolculuğa çıkıyor Fi’de. Kendi benliğimize ulaşmak için geçilen yolların ne kadar çetin, son derece sancılı ve acı olduğunu gösteriyor kitap bize. Keyifli okumalar…

Fi - 1. KitapAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 201819.3k okunma

14 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

1kitapkurduuuu