》Daha önce Murat Menteş okumamıştım. Kitap hakkında da, yazarın kendisi hakkında da hiçbir yorum almadan, önyargısız başlamak istedim. Yeni tanışacağım yazarlara karşı böyle bir yaklaşımı tercih ediyorum. 》Kitabın ilk 40-50 sayfasında ne anlatıyor, ben ne okuyorum, neredeyim gibi birçok soru üşüştü beynime. Acaba ben mi tam içine giremedim, yoksa garip bir şeyler mi var diye düşündüm. Evet vardı, son derece sıradışı cümleler, olaylar, karakterler vardı. Ama belli bir zamandan sonra yazarın tarzını anlamaya başlayınca bu garipliklerin aslında çok zekice tasarlanmış bir kurgunun ürünü olduğunu ve alışılmışın dışında bir kitap okuyacağımı hissettim. 》Karakterlerin isimlerine bakın mesela: Nuh Tufan İbrahim Kurban Umur Samaz Baretta Ferruh Ferman Dilara Dilemma Rıza Silahlıpoda Habip Hobo vs. vs. 》Konusuna gelecek olursam; Nuh Tufan yetimhanede büyümüş ve albino olduğu için evlat edinilmemiş, zeki bir gençtir. Yakın arkadaşı İbrahim Kurban'la türlü işler yaparak para kazanmaya çalışırlar. Sonunda "Aynı anda iki yerde mi bulunmak istiyorsunuz? Bizi arayın." sloganıyla bir işe girişirler. İbrahim Kurban'ın icat ettiği, insan dokusuna birebir benzeyen maskeleri kullanarak zengin bir iş adamı olan Ferruh Ferman için çalışmaya başlarlar. İşleri, onun bulunmak istemediği yerlerde maske ile onun yerine geçmektir. Fakat Nuh kısa süre sonra bir mafya babasının hedefi haline geldiğini öğrenir. 》Ferruh kimse farkına varmadan, düşmanından kurtulup, yerine geçen kişiyi yem etmenin derdindedir ve tabi böyle bir vaka olur da, dedektif karakterimiz eksik olur mu? 》Mizah, aforizma, nostalji, macera, heyecan, aşk ne ararsanız barındıran bir kitap olmuş. Bazı yerlerde çok üzüldüm, bazı yerlerde ise çok güldüm. Ama bu zamana kadar okuduğum kitaplar arasında en farklı, en beklenmedik olaylar içeren ve en zekice kurgulanmış olanlar arasındadır kesinlikle. İnce dokundurmalar, hayata dair verilen mesajlar, kaliteli espriler... Tam her şeyi çözdüm derken yeni bir konu, yeni bir gizem çıkıyor ortaya. Bu, kitabın sonuna kadar bi şekilde devam etti. 》Bölüm başlıkları ve her bölümün başında bulunan alıntılar hoş bir detay olmuş. Bunun yanında sanırım yazar, sinema bilgisi ve genel kültürünü okuyucuya yansıtmak istemiş ki, abartıya kaçma pahasına araya birçok şey serpiştirmiş. Mesela Picasso İspanya'nın güneyinde beğendiği bir evin resmini yapmış, bu resmi evin sahibine vermiş ve karşılığında da evi almış. Böyle hoş detaylar da kitaba renk katmış. 》Hoşuma giden bir başka şey de, olayların kitaptaki 4 karakterin kendi ağızlarından ayrı ayrı anlatılması oldu. Aynı olayda her birinin duygularını, bakış açısını, farklı gözlemlerini görmüş oluyorsunuz. Bu da, günümüzde birçoklarının en büyük eksiği olan 'empati' kavramını bir kez daha hatırlamamızı sağlamış oldu. 》 Eğlenceli, biraz farklı, e biraz da delice bir şeyler okumak isterseniz şiddetle tavsiye ederim efendim. Bana da diğer kitaplarını okumak şart oldu :)

Dublörün DilemmasıMurat Menteş · İletişim Yayınevi · 200515,2bin okunma

··

136 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kübranur