""Deprem hangi türden olursa olsun toplum olarak bizim afete karşı tavrımız pek değişmiyor. Her depremde bir müddet için sokağa dökülüp ağlaşıyoruz ama zaman geçtikçe her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi normal hayatımıza geri dönüyoruz. 1999 depremlerinden sonra "izmit depremi bir milattır", "bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak", "unutmayacağız, unutturmayacağız" dediğimizi çok iyi hatırlıyorum."" 6 Şubat 2023 tramvasının üstünden tam bir yılı geride bıraktığımız bugün hepimiz her birimiz acılarımız duygularımızı bir şekliyle dile getirecek söylemlerle kendi kişisel medyalarımız da bir şekliyle dile getirmeye çalışıyoruz. Bu dile gelenler yüzeysel olduğu gibi anmaktan öteye de gidemiyor malesef. Hiçbir anma hiç bir acıyı hafifletmeyeceği gibi zamanı da geri getiremez. Zaten toplum olarak hep keşkelerin ve keşmekeşlerin kurbanı oluyoruz. Peki bu bir kader mi!? Belki! Ama bu bir yazgı değil. Naci görür Türkiye'nin deprem kader haritasını halk tabanına iletmek amacıyla kaleme almış bu metni. Az gittik uz gittik alt başlığı ilçede temel mesajını iliştirmiş aslında her kesime. Kitapta halk tabanı ağırlıklı olarak bilgilendirme ve yermeleri ile kademeler üzerinden yönetimleri eleştirmeleri ile depremin Türkiye haritasını çiziyor gözlerimize. Sadece teknik ve fay haritası değil bu faylardan daha tehlikelisi olan keder anlayışının kurbanlığına da yer yer eleştirilerini dile getiriyor. Serzenişlerde bulunuyor. Ve büyük bir umutla sarılıyor bilime. Kaderci bir topluma bilimselliği anlatmak büyük bir ümit gerektirir değil mi!? Umudun bir diğer anlamı da kendini aldatmaya çıkıyor çoğu zaman... Kitabı bugün yazsa acaba aynı ümit canlı olurmuy du acaba...

Türkiye'de DepremNaci Görür · Doğan Kitap Yayınları · 2020137 okunma

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Serdar Tuzer