Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çariçe Maria Feodorovna, Prusya Kraliçesi Louise'nin kızı Pren­ses Charlotte idi. 1816 yılında Grandük Nikola'yla evlendi. İkisi de romantik gençlerdi ve aşk evliliği yapmışlardı. Almanların ailesine düşkün hassasiyetinin verdiği güçle yakışıklı genç eşi­nin üzerine titredi. Kardeşi tahttan feragat ettikten sonra Nikola başa geçince bir anda ilgi odağı oldu. Korku ve hüzün dolu gün­ler başlamıştı. Saltanatlarının ilk günlerinde yaşanan Dekabrist Ayaklanması'nın kanlı bir şekilde bastırılması, üzerinde vahim bir etki bıraktı. Yaşadığı şoktan kurtulmayı bir türlü başarama­yacaktı. Başı, narin boynunun üzerinde kavak ağacı gibi salla­nıyordu. Zayıf düşmüş ve benzi solmuştu. Çok az uyuyordu. Ömrünün geriye kalanında ruhsal sıkıntılar yaşayacaktı. Ancak her şeye rağmen doğuştan gelen zarafeti ve letafetiyle insanları hayran bırakmayı sürdürecekti. Cemaleddin'le kendi evladıymış gibi ilgilendi. Kocasının Kaf­kasya'yı ele geçirme hayallerini paylaşmıyordu. Ona göre savaş, acıdan başka bir şey getirmiyordu. Cemaleddin'i bir piyon ya da siyasi bir temsilci olarak görmüyordu. O yalnız, küçük bir çocuktu. Bazen Cemaleddin'i Peterhoftaki parka yaptırdığı İn­giliz sayfiye evine getirtirdi. Burası, İngiltere' de çok moda olan Gotik tarzında yapılmış sade ve küçük bir evdi. Çariçe, bu evde Kış Sarayı ve Tzarskoe Selo'nun altın yaldızlı şaşaasından uzak­laşabildiğini ve gözlerini dinlendirebildiğini söylüyordu. Çar ve Çariçe, sayfiye evinde sade bir hayat sürebildiklerine inanı­yorlardı. Saray mensupları, birkaç saatliğine de olsa gidiyordu. Bahçeye her adım attıklarında selam duran muhafızlar da yoktu. "Benim küçük dünyam" dediği küçük çalışma odasında Cema­leddin'e iskambil kağıdından ev yapmayı öğreten, çocukluğunun elmalı strudellerinden ikram eden ve Alman masalları anlatan Çariçe küçük çocuğun gönlünü kazanmış olmalı. Cemaleddin, Çariçe'nin anlattığı masallarda geçen Rumpelstiltskin ile Pamuk Prenses'i Kafkas dağlarının peri ve rakkaseleriyle Kafdağı'nda ya­şayan devasa beyaz kuş Simurg'un efsaneleriyle birleştiriyordu. Bir süre sonra çat pat Rusça konuşmayı öğrenince askeri okula verildi (Sarayın dili Fransızca ve Almancaydı. Çar'ın bulunduğu ortamların dışında Rusça duymak pek mümkün değildi. Nikola, bir milliyetçilik göstergesi olarak Rusça konuşulmasını emredi­yordu). Okuldaki en genç öğrenci olmasına rağmen binicilik, atlı taarruz, kılıç kullanma ve genel askeri davranışlar konularında kayda değer bir beceri gösterdi. Çariçe'nin şerefine her sene düzenlenen partide askeri öğrenci­lerin gösteri yapması adettendi. Çariçe arabasıyla alana gelir, Çar önünde uygun adım yürüyen küçük generallerin selamını alırdı. Hiçbir etkinliği kaçırmayan de Custine bu törene de katılmıştı: Mükemmel bir şekilde icra edilen manevraları izleyen Majes­teleri memnun görünüyordu. En küçük öğrencilerden biri­nin elini tuttu ve Çariçe'nin yanına götürdü. Çocuğu başınınhizasına kadar -herkesten yükseğe- kaldırdı ve halkın bakışları arasında onu öptü. Acaba Çar, bugün halkın önünde bu kadar iyi huylu görünerek ne yapmayı amaçlamıştı? Hükümdarın teveccühüne mazhar olan model öğrencinin talihli babasının kim olduğunu sordum; ama kimse merakımı gidermedi. Zaten Rusya'da her şey bir muamma." Belki de bu küçük öğrencinin, bir zamanlar Şamil'in savaş mey­danındaki çırağı ve şimdiyse Çar'ın himayesi altına aldığı bir pi­yon olan Cemaleddin olduğunu bilse gizem çözülebilirdi.
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.