Gönderi

Hatay/Antakya
Bir 23 Nisan günü Hatay/Antakya; 23 Nisan'da bir konteyner kente gitmiştik(katar konteyner kent). Çocukların bu bayram gününde bir nebze olsun acılarını hafifletmek, bir nebze olsun korku, acı dolu günlerini unutturmak için bir şenlik, kutlama falan düzenlenmişti. Ki 2-3 gün öncesi de bayramdı. Acı dolu bir bayram.. 23 Nisan günü o eğlencede bir abi dikkatimi çekti. Elinde bir çocuk bisikleti, kenardan şenliği, eğlenen çocukları izliyor. Baktım biraz, hiçbir şey umrunda değilmiş gibi izliyor. Uzaktan, donuk ve sessizce.. Yüzü tebessüm ediyor ama gözleri esef dolu bakıyor... Yüzüne bakınca anlıyorsun, belli anlatacak bir şeyler var bu insanda diyorsun. Öyle bir yüz. Yanına gittim. "Abi bisikletin güzelmiş." Diyerek konuşmak istedim. Belki üzecek onu konuşmak ama belki de ihtiyacı var buna. Açamadı belki kimseye içini, kimseyle konuşamadı, belki de herkesini kaybettiği için. Yardım etmeye çalışıyoruz ama kimse konuşmuyor bu insanlarla bu konuları. Bence buna ihtiyaçları var. Anlatmaya, ağlamaya, sarılmaya ihtiyaçları var bence.. "Teşekkürler. Benim de bir bu bisiklet bir de babam kaldı eski hayatımdan geriye." Dedi, konuşmanın ilerleyen dakikalarında. 3 çocuğunu eşini ve bir çok akrabasını kaybetmiş. Bisiklet de küçük kızınınmış, onu da enkazdan çıkarıp yaptırmış. Gelmiş küçük kızının bisikletiyle çocukları izliyor. Anlattı bana derin derin. Tebessüm etmeye çalışıyor ama duraksıyor bazen, zor devam ediyor konuşmaya, kekeliyor, dalıp gidiyor gözleri ama ağlamıyor. Ben zor tutuyorum kendimi dinlerken bile, gözlerim doluyor. Ama Ahmet abi ağlamıyor, henüz.. Önceki hayatından, eşinden, çocuklarından bahsediyor büyük bir hasretle, gönlünde büyük bir boşlukla. Kötü bir boşluk olduğu belli. Acı dolu, korkunç bir boşluk olduğunu görebiliyorum. Ama hissettirdiği acıyı tahmin bile edemiyorum... Metanetle devam ediyor Ahmet abi. "Kızım çok zeki benim." Diyor. "Sınıfında hocası bir soru sormuş, sadece kızım bilmiş. Hocası arayıp söyledi." Diyor, nasıl da gururlu, gözleri nasıl da dolu.. heyecan, tebessüm, gurur, acı.. duraksıyor, gözlerini siliyor. Bende öyle... "onu hep rüyamda görüyorum Mustafa." "Kızım çok küçüktü henüz, rüya gibi geliyor her şey, alışamıyorum onların yokluğuna.." Diyor gözlerinden yaşlar akarken. Ne denir bilmiyorum ama abi diyorum. "Onlar olması gereken yerdeler. Evet belki aceleyle gittiler ama onlar doğru yerde. Biz de geçeceğiz bir gün bu dünya durağından, kavuşacaksın onlara." Tek tesellisi oymuş gibi, sadece onu bekliyormuş gibi onaylıyor Ahmet abi bir şey demeden. "Bu bayram hiçbiri yoktu, oğullarıma harçlık veremedim, eşimle bayramlaşamadım, gidip annemin elini öpemedim.." "küçük kızım namaz dönüşünde yoktu bu sefer, gelip atlamadı kucağıma, şeker veremedim ona.." Ben dayanamıyorum, gözümde yaşlarla sarılıyorum. Ahmet abi de başlıyor acıyla, hüngür hüngür ağlamaya, sıkı sıkı sarılıyor, enseme gözyaşları damlıyor...
·
107 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.