Gönderi

Son satırlar:
İnsanların zaten kısıtlı olan özgür düşünebilme ihtimalleri giderek ortadan kalkıyor. Teknoloji bize doğanın bir parçası olduğumuzu hepten unutturuyor. Davranışlarımıza yön veren nedenleri düşünmekten uzaklaştıkça özgürlükten de uzaklaşıyoruz. Özgürce karar alabildiğini zanneden, kendini doğanın biricik hükümdarı gibi gören pespaye birer yaratığa dönüşüyoruz. Bir papatya ya da bir bakteri kadar bile özgür olmadığımızın farkında değiliz. İletişim teknolojisi sayesinde medya ve sosyal medya bütün yaşamın en başat belirleyicisi haline geliyor. Akıllı telefon ve sosyal medya kullanmayan insanlar bile etrafındaki kullanıcıların dolaylı etkileşimine istemeden de olsa dahil oluyorlar. Yeme içme zevklerimizden giyimimize, eğitim anlayışımızdan çocuğumuzun yetiştirilme biçimine, evimize alacağımız eşyalardan siyasal tercihlerimize, öfkelerimize, sevinçlerimize kadar her şeyimizi bu yeni teknoloji tanrısı belirliyor. Zihin ve zeka birbirinden ayrılıyor artık Sema. Zekası olan ama zihni olmayan robotlar, telefonlar, bilgisayarlarımız var. Biz insanlar da kendi zekamızın yerine bu yapay zekayı ikame etme konusunda çok hevesli davranıyor, bilinci devre dışı bırakıyoruz. -Zihin ve bilinç meselesi bilimsel açıdan henüz tam anlamıyla çözülebilmiş değil, Bedirhan. Bilincin, beynin neresinde ve tam olarak nasıl oluştuğunu bile çözebilmiş değiliz. Belki bu çözüldüğü zaman bilinci ve zihni olan makineler de üretilebilecek, durum o zaman daha vahim olacak tabii. Fakat mesele insan hayatının kolaylaştırılmasının çok ötesinde ciddi bir soruna işaret ediyor. Eğer bütün insanlar teknoloji sayesinde zihin üzerinden birbirine bağlanabilecek imkânı yakalarlarsa giderek yeryüzünde her şey tekleşecek. Etnik kimlikler, inançlar, yaşam tarzı farklılıkları ortadan kalkacak. Edebiyat, sanat, mesela dans ve müzik diye bir şey olmayacak. Aşk, sevgi, dayanışma, vefa gibi duygulara yer olmayacak belki yeni insanın yaşamında. Şiir olacak mı mesela? Milyonlarca insanın uğruna öldüğü öldürdüğü ulus, vatan, sınır, bayrak ne olacak acaba? İnsanlığın bunlardan kurtulması özgürlüğün ve eşitliğin mi kapılarını açacak, yoksa yıkılması daha zor yeni kişisel zindanların mı? Ya çalışanlar, emekçiler ne olacak? Hiç şüphesiz yine ezilen sınıf olacaklar. Çalışanların yerini robotlar almayacak Sema, çalışanların kendisi bizzat robot olacak bu Cesur Yeni Dünya'da. Çünkü her halükârda en ucuz maliyet gene insan ve emek unsuru olacak. Ortaya çıkacak milyonlarca işsiz ne olacak? Bunca insan teknolojinin ve sermayenin muazzam büyüme hızı karşısında kendilerini nasıl koruyacaklar? Kültürler, medeniyetler, in- sanlığın binlerce yıllık ortak hafızası yeryüzünde birkaç kişinin insafına kalmış olacak. Peki biz ne yapacağız?
Sayfa 269 - Dipnot
·
55 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.